ABD yönetimi ve Rusya Federasyonu dış politikasını enerji kaynakları ve enerji ulaştırması üzerine kuruyorlar. Böylece hem kendi çıkarlarını kolluyorlar hem de diğer ülkeleri enerji üzerinden kontrol etmeye çalışıyorlar. Hatta onların büyümelerini engelliyorlar.
Niye böyle bir değerlendirme yapıyoruz? Önce ABD yönetimini ele alalım. Son dönemde yaşanan olayları gözden geçirdiğimizde ABD yönetiminin Kuzey Irak Kürt Bölgesi'nde özel hukuk hükümlerine göre sözleşme yapan 19 ülkenin 39 firmasına hiç ses çıkarmazken 20'nci ülke Türkiye firmalarına merkezi Irak yönetiminin itirazını gerekçe gösterip engel çıkarmaya çalışması pek anlaşılır bir uygulama olmuyor. Oysa yapılan tüm ticari anlaşmalar Irak anayasasına uygun olarak imzalanıyor. Bölgeden çıkartılacak petrol ve doğalgazın bölüşümü de merkezi Irak ve Kürt bölgesinin paylaşım kurallarına uygun olarak yapılıyor. Yine İran'a K. Irak'tan petrol taşınmasına ses çıkartılmayıp Türkiye'ye petrol taşınmasına olumsuz bakılması Türkiye ile bir sorun olduğunu bize gösteriyor. Hatta muhalefet partisi CHP'nin K. Irak'tan petrol alımına karşı çıkıp gensoru vermesi ABD yönetiminin muhalefeti de etkilediğini bize gösteriyor.
ABD yönetiminin ardından gelelim Rusya'ya... ABD, Türkiye'nin karşısına enerji nedeniyle Irak'ta çıkarken, bu defa Rusya, Suriye'de Türkiye'nin karşısına çıkıyor. Aslında Rusya ile Suriye'de karşı karşıya gelinen olay Suriye siyasal yönetimi üzerinden görünmesine rağmen asıl nedenin biraz dikkatli bakınca yine enerji olduğu anlaşılıyor. Çünkü Katar'dan Türkiye'ye inşa edilecek doğalgaz boru hattı ve İsrail'den inşa edilecek doğalgaz boru hattı en uygun güzergâh olan Suriye üzerinden geçecek. Tabii bu boru hatları Rusya'nın işine gelmiyor. Eğer bu doğalgaz boru hatları devreye girerse, bunlar, Rusya dış politikası ve bütçesi için önemli rol oynayan bölgelere doğalgaz sevkiyatına alternatif oluşturuyor. Böylece Rusya, Azerbaycan'dan gelen Trans Anadolu doğalgaz boru hattı (TANAP) ve yine Katar ve İsrail'den gelecek doğalgaz hatlarıyla tekel konumunu kaybedeceği için endişeleniyor. İşte bu nedenle hem Türkiye'ye gelen doğalgazın alternatiflerinin olması hem de Türkiye üzerinden doğalgaz hatlarının Avrupa'ya ulaşması Rusya için kırılganlık oluşturuyor.
Peki ABD ve Rusya'nın Türkiye için asıl korkuları ne? Bu korkuları şöyle açıklayabiliriz: Türkiye'nin küresel bir enerji koridoru olması bu ülkenin önemini çoğaltıyor. Ayrıca bu enerji koridorunun çeşitlenmesiyle yeni enerji kaynaklarının devreye girmesi büyük tutarlarda yeni finansal kaynak sağlıyor. Bu finansal kaynakların bir kısmının Türkiye'ye gelmesi bu ülkenin dünyadaki beş kutup ülkeden biri olma özelliğini kalıcı hale getiriyor. Anlayacağınız, Türkiye'nin stratejik ortakları olan ABD ve Rusya, ekonomide karşılıklı bağımlı olma politikası izleyen bir Türkiye istemiyorlar. Kendilerine eskisi gibi tek taraflı bağımlı bir Türkiye modeli onların tercihi. İşte bu nedenle ABD yönetimi ve Rusya, Türkiye'ye ve Türkiye firmalarına sorun çıkartıyor.