Uluslararası Para Fonu (IMF) Direktörler Kurulu Türkiye ekonomisinin yeni ihraç pazarları bularak iyi bir performans gösterdiğini belirtiyor.
IMF anlaşması IV. madde konsültasyon rapor özetinde açıkça, Türkiye'nin ağustos ayında cari açığının geçen yıla göre yüzde 33 oranında azaldığına, bankacılık sisteminde sermaye yeterlilik oranının yüzde 16'nın üzerinde kalarak sağlamlığını sürdürdüğüne dikkat çekiliyor. Ayrıca Orta Vadeli Mali Program'ın doğru yönde geliştiği söyleniyor.
Enflasyona gelince…
Rapora göre IMF Direktörler Kurulu, enflasyonun yıl başındaki yüksek düzeyinden gerilediğini fakat son dönemde artırılan dolaylı vergilerin ve kamu fiyatlarında yapılan artışların rekabeti olumsuz etkilediğini düşünüyor. Direktörlerin çoğu, reel faiz politikasına dönülmesinin faydalı olacağını söylüyor. Rapor özetinde bir de ısrarla vergi tabanının genişletilmesi, vergi idaresinin güçlendirilmesi, emek piyasasında kayıt dışının azaltılması vurgulanıyor.
Peki biz IMF Direktörler Kurulu'nun raporunu niye anlattık derseniz... Anlattık çünkü bizdeki faiz lobisinin elemanları, IMF rapor özetinde direktörler kurulu üyelerinin tamamının değil fakat çoğunluğunun Türkiye için savunduğu "reel faiz politikasına dönüş önerisini" gündeme getirdiler. Ama aynı IMF Direktörler Kurulu'nun önemle üzerinde durduğu diğer önerileri görmezden geldiler.
Mesela raporda yer alan kayıt dışının azaltılması, vergi tabanının genişletilmesi önerilerinden hiç bahsetmiyorlar. Çünkü yüksek reel faiz işlerine geliyor ama ödeyecekleri vergi işlerine gelmiyor.
Kısacası faiz lobisinin bu tavrı bize şu işareti veriyor. IMF raporundan sadece kendi işine gelen "reel faiz" kısmını kamuoyunun önüne çıkaran ama aynı raporda işine gelmeyen vergi tedbirlerini gizleyen faiz lobisinin, aslında yüksek reel faizi gene cebine atacağını ama hiç vergi vermeye yanaşmayacağını gösteriyor. Kaldı ki IMF direktörlerinin tamamı da reel faiz önerisine katılmıyorlar ama Türkiye'de kayıt dışının azaltılması konusunda hepsi hem fikirler.
Kısacası faiz lobisinin, neyi yazdığına değil neyi yazmadığına bakarak ne yapmak istediğini anlamak mümkün olabiliyor.
Peki faiz lobisi, bu kadar açıkça yazıldığı halde niye IMF rapor özetindeki vergi tedbirlerini ve kayıt dışının azaltılmasını görmezlikten geliyor?
Görmezden geliyor çünkü hem yüksek faiz alıp vergi ödemek, hem de yeni Türk Ticaret Kanunu'nun başına gelenleri hatırlatmak işlerine gelmiyor. Hatırlayın TTK'nın kayıt dışını azaltan şeffaflık hükümleri TÜSİAD ve TOBB'un talimatıyla ve CHP'nin çabalarıyla yok edilmişti.
Gelelim reel faiz politikasına…IMF Direktörler Kurulu'nda bazılarının düşündüğü gibi Türkiye'de reel faizler negatif değil. Aksine beklenen reel faizler hala pozitif oranda seyrediyor. IMF'nin de kendi raporunda takdir ettiği Türkiye ekonomisinin ihracat performansına dönersek…
Paris'te başlayan ambalaj fuarına tam 60 Türk firması katılıyor. Hatta fuar yetkilileri "Çin'den fazla katılım bekliyorduk Türkiye'yi 60 firmayla görünce şaşırdık" diyorlar. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye'nin geçen yıl toplam ambalaj ürünü ihracatı 2 milyar 950 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Bu arada Türkiye ekonomisine dair bir önemli bilgiyi daha aktarmakta fayda var. Lider bir küresel bilgi ve ölçüm kuruluşu olan Nielsen'in hazırladığı Avrupa hızlı tüketim malları piyasa dinamiği 2012 üçüncü çeyrek raporuna göre, Türkiye miktar ve hacim olarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.5 oranında nominal artışla Avrupa piyasa dinamiğinde birinci ülke oldu. Anlayacağınız faiz lobisinin bekleyişleri olumsuza çevirme çabalarına rağmen ve raporlardan işine geleni görüp işine gelmeyeni görmemesine karşın, mevcut küresel ekonomik koşullarda Türkiye ekonomisi iyi bir performans gösteriyor ve bunu dünya görüyor.