Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Serbest muhasebecilere ve sendikalara haksızlık

Bildiğiniz gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli ve CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi'nin meslekleri yeminli mali müşavirlik.
Bu üçlü yeminli mali müşavir olduğu için artık neredeyse çıkan her yeni yasada yeminli mali müşavirlere denetim yetkisi veriliyor algısı almış yürümüş durumda.
Mesela son dönemde yeni TTK'da kayıt dışını önleyen maddeler değiştirilirken de aynı şey oldu. TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülmediği halde son anda şirketlerin denetleme yetkisi, TBMM Genel Kurulu'nda verilen bir önergeyle değiştirildi ve yeminli mali müşavirlere nakledildi. Sonradan bu haksızlığa itiraz edildi ve tekrar bir değişikliğe gidildi ama hâlâ o aynı yetkinin yeminli mali müşavirlerde kaldığını iddia edenler var.
Şimdi gündemde TBMM'de kabul edilip Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen 6356 nolu Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu var.
Bu kanunun 29. maddesi ile bu kez de sendikaların denetimi sadece yeminli mali müşavirlere verildi.
Serbest muhasebeci ve mali müşavirler doğal olarak itiraz ediyorlar. Kendilerinin bu alanda dışlanmalarını ciddi haksızlık olarak görüyorlar.
Ve gönderdikleri elektronik postada şunları söylüyorlar:
"Sendikaların denetiminin sadece Yeminli Mali Müşavirlere verilmesi 3568 sayılı meslek yasamıza, SPK uygulamalarına ve Uluslararası Denetim Standartlarına ve son olarak da Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu'nun yayınladığı bağımsız denetim taslağına aykırılık teşkil etmektedir. 3568 meslek yasamızda denetim yetkisi SMMM'ler ve YMM'lere birlikte verilmiştir. Ayrıca sendikaların denetimi kurumsal değil bireysel yapıldığında riskler bulunmaktadır. Söz konusu denetimin tek kişi ile değil 3568 sayılı meslek yasamızca yetkilendirilen meslek mensuplarının oluşturduğu bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılması gereklidir." Dilek D., SMMM
Bu konuda bilgisine başvurduğumuz Hakİş Sendikası Başkan Yardımcısı Mustafa Paçal, sendikaların kendi denetim organları varken ihtiyari olan dış denetimin zorunlu hale getirilmesini sendikaların bağımsızlığına müdahale olarak görüyor.
"Niye siyasi parti ve derneklerde yeminli müşavir denetimi yok?" diye soruyor.
Paçal ayrıca sendikalara üyelik konusunda da yeni düzenlemenin e-devlet üzerinden yapılmasından şikâyetçi.
"O halde siyasi parti üyelikleri ve dernek üyelikleri de e-devlet üzerinden yapılsın" diyor. Bu uygulamayı sendikalara devlet kontrolü olarak görüyor. Tabii bu uygulama TÜSİAD ve TOBB'un yeni TTK'daki kayıt dışını önleyen hükümleri nasıl değiştirttikleri hatırlanınca, zenginler kulübü gibi medyada gürültü çıkartamayan işçi sendikalarının böyle sıkı bir denetime alındıklarını bize gösteriyor.
Anlayacağınız CHP ve AK Parti'nin yeminli mali müşavir grup başkan vekilleri kendilerine iş çıkartalım derken pek çok soru işaretini de birlikte getiriyorlar. Serbest mali müşavirleri dışlamaları ayrı bir sorun yaratırken her yeni çıkan yasal düzenlemeye kendileri için yeni bir denetim yetkisi koyarak diğer meslek gruplarının tepkisini çekiyorlar.
Asıl önemli konuya gelince... Bu iki grup başkan vekili de, işverene, gevşek sendikaya sıkı bir denetim hakkı getirerek eşitlik ilkesini çiğniyorlar.
Bu tuhaf ve şüphe uyandırıcı uygulamaların yarattığı algının ortadan kalkması için iktidar ve ana muhalefet partilerinin bu iki grup başkan vekilini değiştirmelerinde fayda var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA