Yunanistan battı ama niye battığı tam olarak açıklanamamıştı. İşte Yunanistan'ın nasıl kurtulacağı konusunda McKinsey danışmanlık firmasına hazırlattırılan rapor, çözümlerin yanı sıra batışın nedenlerini de bize gösteriyor.
McKinsey'in raporuna göre, Yunanistan 1981 yılında Avrupa Birliği'ne tam üye olduğunda bir tarım ülkesiydi, en iyi beyaz peynir ve zeytinyağını Yunanlılar yapıyordu. Ama 1981'de Yunanistan Avrupa tarım sübvansiyonları sistemine dahil olunca işler değişti. Zengin Avrupa ülkelerinin tarıma verdiği devlet yardımları, kontrolsüz olarak Yunan çiftçilerine dağıtıldı.
Bu yardımlar çiftçiler tarafından traktör yerine Mercedes otomobillere yatırılınca tarım gelişeceğine çöktü. Yunanistan'ın zeytinyağı pazarını İtalya ve İspanya kaptı. Beyaz peynir pazarını da yine Amerikan, Fransız, Danimarkalı şirketler ele geçirdi. Beyaz peynirin yağsızından kızartılmışına kadar ürün yelpazesini geliştirdiler. Böylece Avrupa'nın diğer ülkeleri Yunanlıların ürün pazarlarını ele geçirip onlara kendi ürünlerini satmaya başladılar. Peki McKinsey danışmanlık şirketinin raporuna göre Yunanistan nasıl kurtulacak? Yunanistan'a AB ve IMF'den verilen kurtarma yardımının toplam tutarı 220 milyar euroyu bulacak. Bu paranın geri ödenmesi için vergi toplamak gerekecek. İşte bu vergileri yaratacak ekonomik işlemler,Yunanlıların tekrar en iyi bildiği işlere dönüşüyle gerçekleşecek.
Yunanistan'ın nüfusu 11 milyon işçi sayısı 5 milyon kişiyi buluyor. Artık ömür boyu devlet memurluğu kalkacak, yani yoğun özelleştirme uygulaması yapılacak. Mantıksız kamu yatırımları durdurulacak. Zarar eden kamu şirketleri kapatılacak. Hatta yeni Başbakan Samaras'ın yaptığı ilk resmi açıklamaya göre devlet demir yolları bile satılacak. Tabii özelleştirmelerin ardından açıkta kalan işgücü Yunanlıların en iyi bildiği işlere yönlendirilecek.
Nedir bu işler? McKinsey, sekiz yükselen sektör öneriyor Yunanlılara. Bunlar sırasıyla, ilaç yapımı, medikal turizm, yaşlıların bakımı, atık yönetimi, yabancı öğrencilere klasik temel bilimler yüksek öğretim hizmeti, lojistik merkez, su kültürü ve Yunan spesiyali yiyecek üretimi. Kısaca beyaz peynir yapımı, zeytinyağı ve turizm. Çünkü dünya beyaz peynir ihtiyacının yüzde 28'ini hâlâ Yunanlılar karşılıyor, dünya zeytinyağı pazarının da yüzde 4'ünü yine Yunanlılar kontrol ediyorlar. Bu iki üründe marka ve kalite kontrolünde yeni çalışmalar yapılacak. Pazar tekrar kazanılacak.
Japonya'dan sonra dünyanın en büyük gemi filosuna Yunanlılar sahipler. Bu filoyla orta sınıf turisti tesislerine çekecekler. İnşaat malzemesi olarak çimento, alüminyum üretimine destek verilecek ve ilaç endüstrisine yönelik yeni teşvikler uygulanacak.
Peki Yunanistan McKinsey'in raporuna göre kurtulur mu?
Tahminlere göre, Yunanistan ekonomisi bu yıl yüzde 6.5 oranında küçülecek. İşsizlik mart ayı verileri itibarıyla yüzde 21.9 düzeyinde bulunuyor. Demek ki işsizlik yıl içinde daha da artacak. Kısacası Yunanistan için işler kısa dönemde pek iç açıcı değil. Ama McKinsey'in raporuna göre on yıl sonra önerilen sekiz sektör üzerine çalışılırsa ilave 49 milyar euro katma değer sağlanacak, 520 bin yeni istihdam yaratılacak.
Gelelim ekonominin peynir ve zeytinle kurtulmasına... Başka çare yok. Mercedes otolar satılacak yerine traktörler alınıp kollar sıvanacak. Borçların ödenmesi için kaliteli zeytin yağı, peynir üretimine yeniden başlanacak. Yunanistan'ın dış ticarete konu malları bunlar çünkü. Bir de önerilen turizm, yaşlı bakımı, klasik temel bilimlerde yüksek öğretim türü hizmetler var ki, çözüm pek umutsuz sayılmaz. Çünkü dünya gıda talebi, yaşlı bakımı, medikal turizm ihtiyacı hızla çoğalıyor.
McKinsey'in Yunanistan raporunu Türkiye ekonomi yönetimi muhakkak okumalı. Çünkü dünyada aşırı regülasyon yapan üç ülke sırasıyla Yunanistan, Türkiye ve Polonya olarak sayılıyor raporda. Bildiğiniz gibi aşırı regülasyon verimliliği hızla geriletiyor. Batı'da herkesin kendisini toparlamaya çalıştığı bir dönemde Türkiye verimliliği teğet geçmemeli.