Avrupalı liderler dün Brüksel'de borç krizini ve ekonomik durgunluğu çözmek için toplandı. Toplantının gündeminde beş önemli madde yer aldı.
Gündemin birinci maddesi, Yunanistan'ın borçlarıydı. Yunanistan'ın 110 milyar euroluk yardım paketinin 8 milyar euroluk dilimi zaten maliye bakanları toplantısında kabul edilmişti. Böylece Yunanistan kasım ayını temerrüde düşmeden atlattı. Ama borçlarının yüzde 50'si mi yoksa yüzde 60'ı mı silinecek henüz belli değil.
Toplantı gündeminin ikinci maddesinde krizin kontrolü ele alınıyor ve bunun için Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun 440 milyar eurodan 940 milyar euroya artırılması düşünülüyor.
Üçüncü gündem maddesinde, bankaların güçlendirilmesi tartışılıyor. Bankaların sermayesinin güçlendirilmesi için sermaye yeterlilik oranı yüzde 9 olarak planlanıyor. Ve 2012 ortasına kadar Avrupalı bankaların sermayelerini güçlendirmesi için 108 milyar euro ek kaynak gerektiği belirtiliyor.
Dördüncü maddede ekonomi yönetiminin adil ve şeffaf yapılması yer alıyor. Avrupa ülkelerinde ekonomik şeffaflık ve adil yönetim için her ülkenin devlet bütçelerinin AB tarafından hazırlık aşamasında kontrolü gerekiyor ve bütçe uygulamasının izlenmesi isteniyor. Böylece istihdam ve eğitime daha fazla kaynak aktarılarak yoksulluğun önlenmesi hedefleniyor. Çünkü AB sınırları içindeki 20 milyon insanın fakirlikten kurtarılması gerekiyor.
Gelelim gündemin beşinci maddesine... Bu son maddede büyüme politikaları ele alınıyor. Bu konuda AB'nin G. Kore ile imzalanan serbest ticaret anlaşmasının engelsiz uygulanması gündeme getiriliyor.
Avrupa'nın durgun ekonomisinin böylece canlanacağı düşünülüyor.
Peki G. Kore serbest ticaret anlaşması Türkiye için önemli mi? Önemli. Çünkü Türkiye, AB'ye tam üye olmadan önce Gümrük Birliği'ne (GB) üye olan bir ülke. Türkiye dış ticaretini GB kurallarına göre düzenliyor. GB'nin serbest ticaret anlaşmalarıyla delinmesi, Türkiye'nin daha ucuza ürettiği malların ortak gümrük sahasına rakip ülkelerin serbestçe girmesi anlamına geliyor. Bu durumda Türkiye GB'nin kendisine sağlayacağı "ticaret artırıcı etkiyi", birliğe üye olamayan rakip ülkelere kaptırıyor.
Kısaca Türkiye, AB'nin G. Kore ile yaptığı serbest ticaret anlaşmasından zararlı çıkıyor. Dolayısıyla Avrupa liderler zirvesinin gündemine ve alınacak kararlara Türkiye'nin ekonomik çıkarları doğrultusunda müdahale etmesi şart.
Tekrar liderler zirvesine dönersek... Almanya Başbakanı Angela Merkel dün toplantıya girerken, "Bugün karar beklemeyin, teknik olarak karışık bir süreç" dedi. Böylece üç gün içinde yeniden toplanacak zirvede, kararların alınması çarşambaya kadar uzadı. Borç krizini kısmen çözümleyecek karar sürecinde Almanya ayak sürümeye devam etti. İşte bu nedenle Eurogrup Başkanı Jean- Claude Juncker dün yaptığı açıklamada Almanya'yı Avrupa borç krizinin çözülmesinde yavaş hareket etmekle suçladı.
Ve "Berlin diğer başkentlere göre ağır hareket ediyor" diyerek borç krizinin çözümünü Almanya'nın geciktirdiğini açıkça ileri sürdü.
Peki bundan sonra ne olacak? Yunanistan'ın 8 milyar euroluk yardım dilimini alması piyasaları kasım ayı endişesinden kurtardı kurtarmasına ama zirveden henüz nihai kararlar çıkmadı. Üç gün bekleyeceğiz. Ya da kararların alınması 3-4 Kasım'da Cannes'da toplanacak G-20 liderler zirvesine sarkabilir. Anlayacağınız önümüzdeki günlerde piyasalar sinirlenmeye devam edecek.
Not: Van depreminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet ailelerine baş sağlığı, yaralılara acil şifa diliyorum.