Yabancı ve yerli basında bazıları, "Merkez Bankası faiz artırsın" diye tuhaf ekonomik tespitlerde bulunmaya devam ediyor. Amaç, Türkiye'de istikrarsız bir ortam oluşturarak piyasalarda oynaklık yaratmak ve para kazanmak.
The Wall Street Journal gazetesinin 1 Ağustos tarihli nüshasında, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının istifalarıyla ilgili bir haber yorum yayımlandı. Bu ilginç yorumda, Başbakan Erdoğan'ın, 12 Haziran seçimlerinin ardından bazı temel konularda 'uzlaşmaz' bir tutum izlediği ileri sürüldü. Gazete yönetimi bu yorumu çok beğenmiş olacaklar ki, yazıyı bu cümleyle sunmuşlar.
Bu yorumu yapanlara sormak gerekiyor: "Beyler, sizin ülkenizde Başbakanlar, darbe yapmak istedikleri için yargılanan askerlerle uzlaşıyorlar mı?" Demokrasi ve hukuk devletine karşı gelen asker ve sivil memurlara, demokratik ülkelerde, bırakın Başbakanı, vatandaşlar da müsamaha göstermez. Kendi ülkenizde anormal kabul edileni, Türkiye Başbakanı'ndan normal bir davranış olarak beklemeyi hangi demokrasi ölçünüze, hangi hukuk anlayışınıza dayandırıyorsunuz? Yazıda bu belli değil.
Anlayacağınız, bazıları Batı'nın vazgeçilmez demokrasi kriterlerini çiğnemekten çekinmiyorlar ve mesele kolay yoldan para kazanmak olunca Avrupa'nın değerlerini unutuyorlar, demokrasiyi Türkiye için gereksiz buluyorlar.
Peki Batılı gazetecilerin, kendi meslektaşları olan Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Mehmet Altan, M. Ali Birand ve Ali Bayramoğlu'nu andıçlayan askerlerin yanında olup, Türkiye'nin başbakanından darbeci askerlerle uzlaşmasını istemek şimdi nereden çıktı?
Bize göre şuradan çıktı... Son dokuz yılda Türkiye'de bütçe iyi yönetildi. Devletin iki yakası bir araya geldi. Enflasyon tek haneye geriledi ve faizler düştü. Artık eskisi gibi Türkiye'den yüksek faiz yoluyla para kazanma imkânları azalıyor. İşte bu nedenle yıllardır Türkiye'den kolay para kazananlar eskiye dönmek arzusundalar. "AK Parti gitsin de nasıl giderse gitsin" düşüncesi, faiz lobisinin tek uğraşı.
Dolayısıyla bilerek veya bilmeyerek yabancı basın da faiz lobisine alet oluyor. Oysa Türkiye'de demokrasinin, askerle uzlaşarak değil, hukuka saygılı bir bürokrasi oluşturularak yerleşeceğini unutmamaları gerekiyor.
Gelelim "Merkez Bankası faiz artırsın" diye tutturan bir Batılı banka ekonomistine... Bu yabancı ekonomist, sık sık televizyonlara çıkarılarak, ona, "Türkiye ekonomisi Merkez Bankası'nın söylediği gibi iyi değil" cümlesi tekrarlatılıyor. "Türk parası üzerinde baskı var" diyen bu zat, tek yol olarak faizlerin artırılmasını gösteriyor. "Türkiye'nin kredi notu niye batmış İrlanda, Portekiz, G. Kıbrıs gibi ülkelerin altında" diyerek sormak nedense aklına gelmiyor.
Görünen o ki bu ekonomist, Merkez Bankası'nın doğru yaptıklarını çarpıtmakla görevlendirilmiş. Merkez Bankası aslında tam da yapılması gerekeni yapıyor ve kısa vadeli mevduat munzam karşılıklarını artırarak sıcak para girişine karşı koymaya çalışıyor. Çünkü politika faizlerinin de bu süreçte artmaması gerekiyor. Ama sıcak paradan para kazanan lobi bunu bildiği halde top atışlarına devam ediyor. Bu şahsı televizyonlarda dolaştırıp kafaları karıştırmaya çalışıyor. Niye anlattık bütün bunları dersiniz... Türkiye'den kolay yoldan büyük paralar kazanmaya alışmış bir lobi var. Bu lobi, Türkiye halkına demokrasiyi fazla görüyor. Onlar için Türkiye, yüksek faiz yoluyla soygun gibi "bedavadan" para kazanılan bir ülke olarak kalmalı. Anlayacağınız "onlara paralar, bize de kurşunlar" savrulmalı!
Askeri vesayet sürmeli ve bu ülke hep savaş halinde yasamalı, hiç sivilleşmemeli, normalleşmemeli! Kendi ülkelerinde kabul etmeyecekleri darbe girişimleri, Türkiye'nin sivil yöneticileri için sıradan, uzlaşılacak (!) konular olma