Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Yeni devlet

Yakin tarihimizin en büyük felaketlerinden biri olan Marmara depreminde vatandaş, iki gün devlete ulaşamadı. Enkazın ortasında ya da toprağın altında "yüce devlet"i saatlerce boşuna bekledi. Yüce devlet Ankara'dan kalkıp Marmara'ya gelemedi.
Çünkü devletin hazinesi ve bankalarının içi çeteler tarafından boşaltılmıştı. Devletin vatandaşa yardım edecek organizasyonu da, parası da yoktu. Devlet kâğıttan bir kaplana dönmüştü.
Aradan 12 yıl geçti, şimdi güçlü bir devlete sahibiz. Hazinesi dolu, döviz rezervleri yüksek, bütçede iki yakası bir araya gelen bir devletimiz var. İşte bu hazinesi güçlü devlet, Libya'da çatışmanın ortasında kalan 25 bin vatandaşımızın imdadına havadan ve denizden hemen yetişti. Hatta başka devletlerin yapamadığını da yapıp, diğer ülkelerin vatandaşlarını da ateşin içinden aldı ve almaya devam ediyor.
Peki nasıl oldu da güçlü bir devlete ulaşabildik? Sekiz yıldır kamu bankaları soydurulmadı. Bütçe harcamaları içinde eğitim harcamaları artırıldı. Vatandaşa daha kaliteli bir hayat sağlayacak olan eğitim harcamaları sonunda bu ülkede de silah ve savunma harcamalarının önüne geçti.
Bütçe içinde sağlık harcamalarının payı yüzde 10'dan yüzde 17'ye yükseltildi,
silah ve savunmanın payı yüzde 12'den yüzde 10'a geriletildi. Böylece vatandaş silaha değil de kendisine yapılan yatırımla daha kaliteli bir yaşamın kapısını araladı. Fert başına gelir sekiz yılda üç kat arttı. Vatandaşa hizmet etmek yerine vatandaşı kendisine hizmet ettiren politikacı devri böylece bitti. Halka hizmet eden politikacılar göreve geldi. Ve halkın refahı yükseldi. İşte bu devlete "yeni devlet" diyoruz artık.
Gelelim bundan sonra ne olacağına... Arap ülkelerinde devam eden devrim nedeniyle piyasalar karıştı. Petrol fiyatları hızla yükseliyor. Ham petrol fiyatında her 10 dolarlık artış bizim cari açığımızın milli gelire oranını yüzde 0.6 çoğaltıyor. Ama ham petrol fiyatlarındaki artışın cari açık üzerinde yaratacağı olumsuz etkiden de pek fazla endişelenmemek gerekiyor. Nedeni şu; cari açığın içinde kamunun payı yok denecek kadar az. Çünkü bütçe açığı düşük seviyede ve devletin borç yükü az.
Şunu unutmamak lazım... Bu ülkede cari açığı oluşturan unsur, özel sektörün yatırım ve tüketim harcamaları. İşte bu nedenle cari açık riski yönetilebilir durumda. Zira hepimiz biliyoruz ki özel sektör kendi riskini yönetebilir. Türkiye tarihinde hiçbir zaman özel sektörün borçlarını geri ödememesinden dolayı krize girmedi. Son iki yüz yılda yaşanan borç krizlerinin hepsi devlet borçlarının ödenememesinden kaynaklandı.
Gelelim Libya'daki müteahhitlerimizin risklerine... Acaba Türkiye'nin Libya'daki müteahhitlik hizmetleri nasıl yürütülecek? Hatırlanacaktır, Libya ile daha önce de müteahhitlik hizmetleri konusunda sorunlar yaşandı. 1980'li ve 90'lı yıllarda Libya'da müteahhitler alacaklarından dolayı sorunlar yaşadılar. Alacaklarını alamadılar. Libya bazı müteahhitlerin teminat mektuplarını nakde çevirdi. Bütün bu devasa sorunlar yaşandı ama sonra işler tekrar yoluna girdi. Dolayısıyla bizim müteahhitlik sektörü bu konuda tecrübeli... Kaldı ki hazinesi güçlü "yeni devlet" müteahhitlerin kaybettiği yurtdışı istihdamı destekleyebilecek düzeyde.
Anlayacağınız durum eski dönemlerde olduğu gibi riskli değil. Çünkü eski kabuk devlet büyük ölçüde bitti. Türkiye toplumu, içi artık gerçek bir devletin görevleriyle doldurulmakta olan "yeni devleti" yaşamaya başladı.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA