Türkiye'deki kriz lobisi, sürekli bütçe dengesinin iyi gitmediğini ileri sürer ve hükümetin harcamaları arttırdığını, bütçe açığının bu nedenle çoğaldığını söyler. Kriz lobisi, düşük gelir gruplarına kaynak aktarılmasını istemez. Onlar için önemli olan, devlete verdikleri borçların faizlerini garanti altın alan bir bütçe politikasının uygulanmasıdır. Bir de fakirlerden ziyade devletin kendilerine yardım etmesini isterler. Çünkü sürekli devlet yardımı alarak beslenirler. İşte bu nedenle, bütçenin yönetimini halkın seçtiği hükümetin yapmasını istemezler. Bütçeyi IMF yönetsin isterler.
Peki bu ülke bütçesini IMF'siz yönetti... Sonuç krizcilerin dediği gibi mi oldu? Dün Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2010 yılı merkezi bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Sonuçlar, bütçenin IMF olmadan daha iyi yönetildiğini gösteriyor bize. Niye IMF'siz daha iyi yönetiliyor çünkü hem düşük gelir gruplarına yapılan harcamalar artıyor hem de faiz giderleri geriliyor.
Çarpıcı bir örnek verelim…2008 bütçesi IMF yönetiminde hazırlandı. Ve 2008'de 50.6 milyar lira faiz ödemesi gerçekleşti. IMF olmadan hazırlanan 2010 yılı bütçesinde ise faiz ödemeleri 48.2 milyar liraya geriledi. İşte bu çarpıcı gerileme, bize kriz lobisinin niye ısrarla "IMF olmazsa kriz çıkar " diyerek kamuoyunu meşgul ettiğini açıklıyor. Çünkü IMF olmayınca faiz ödemeleri ve askeri harcamalar geriliyor. Bu da onların ceplerine giren parayı tabii azaltıyor.
Gelelim dün açıklanan 2010 bütçesinin rakamlarına… Bütçe açığı bir önceki yıla göre yüzde 24.9 oranında gerileyerek 39.6 milyar lira oldu. Faiz giderleri 2009'a göre yüzde 9.2 oranında azalarak 48.2 milyar liraya geriledi. Hemen belirtelim borç geri ödeme mekanizmasının önemli bir göstergesi olan faiz dışı denge 2010'da 8.7 milyar lira faiz fazla verdi. Bütçe açığının milli gelire oranı ise yüzde 3.6 oranında gerçekleşti. Bu oran euro ülkelerinin bütçe açığı milli gelir ortalama oranı olan yüzde 8'in ve ABD bütçe açığı milli gelir oranı yüzde 8.9'un oldukça altında.
Dün açıklanan işsizlik rakamlarıyla bütçe uygulamasının karşılaştırmasına gelince… İşsizlik oranı 2010'un ekim ayında yüzde 11.2'ye geriledi. 2009 yılının ekim ayında işsizlik oranı yüzde 13 seviyesindeydi. Böylece işsizlik oranının yüzde 1.8 gerilediği ortaya çıkıyor.
Peki bu rakamların anlamı ne? Sıkı bir maliye politikası izlenirken bile bir yılda 1 milyon kişiye yeni iş yaratıldığı ortaya çıkıyor. Aynı dönemde işsizlik oranının Yunanistan'da yüzde 12.6'ya, İspanya'da yüzde 20'ye çıktığını da unutmayalım. Euro Bölgesi'nde ise ortalama işsizlik oranı yüzde 10.1 seviyesinde bulunuyor.
İşte bu sonuçlar kriz lobisinin asabını bozuyor. Nereden tuttursak da Türkiye'nin kredi notunu arttırmasak düşüncesiyle olmadık verilere sarılıyorlar. Ama nafile…Anlayacağınız elit sınıflardan gelmeyen şimdiki Hazine ve Maliye yöneticileri işlerini onlardan daha iyi yapıyorlar.