Yeni anayasa gündeme geldiğine göre, mevcut anayasanın ekonomiye dair hükümleri de mutlaka değiştirilmeli. Çünkü 1982 Anayasası'nın ekonomiyle ilgili bazı maddeleri, tıpkı hak ve özgürlüklerle ilgili diğer pek çok maddesi gibi bugünün Türkiyesine çok dar geliyor ve karar almayı güçleştiriyor.
Ayrıca Türkiye'nin merkezi yönetim biçiminin yarattığı karar alma süresinin uzunluğu bölgesel kalkınmayı engelliyor. Dolayısıyla anayasada ekonomiyle ilgili yapılacak ilk değişiklik, ekonomide "merkezi planlama" zorunluluğunu kaldırmak olmalı.
Ülkelerde merkezi planlama uygulamaları, küresel piyasalarda serbestleşmenin ve bütünleşmesinin başlamasıyla birlikte, 1970'- lerin ikinci yarısından sonra anlamını yitirdi. Merkezi planlar ekonomilerin gelişmesinin önünde köstek olmaya başladı.
"Merkezi planlama kaldırıldığında yerine yeni ekonomik organizasyon olarak ne konacak" diye sorabilirsiniz.
Merkezi planlamanın yerini, bölgesel kalkınma ajansları almalı. Ve Ankara'daki Devlet Planlama Müsteşarlığı da Kalkınma Ajansları Müsteşarlığı'na dönüştürülmeli. Böylece DPT, bölgesel kalkınma ajanslarının koordinasyonunu yapan bir teşkilat haline gelmeli. Anadolu'nun kalkınması, Ankara'daki bürokratların keyfiyetine bırakılmamalı.
Ayrıca bölgesel kalkınma ajanslarının acil para ihtiyaçlarını karşılamak için bir de "bölgesel kalkınma fonu" kurulmalı ve özelleştirme gelirleri bu yeni kurulacak bölgesel kalkınma fonuna aktarılmalı. Özelleştirme gelirleri bugünkü gibi merkezi bütçe içinde cari ve transfer harcamasına dönüşeceğine, böylece bu yolla bölgesel kalkınma yatırımlarında kullanılmalı.
Anayasa'da değiştirilmesi gereken ekonomiyle ilgili ikinci konu ise bütçe tabusunu kırmak olmalı... Türkiye'de bütçe görüşmeleri çok uzun sürüyor. Bütçe görüşmeleri nedeniyle TBMM Genel Kurulu'nda başka bir yasama çalışması yapmak neredeyse imkânsızlaşıyor. Çünkü süreç şöyle işliyor:
Hükümetler, Anayasa'nın 162. maddesine göre, bütçe tasarısını, mali yılbaşından en az yetmiş beş gün önce TBMM'ye sunuyor. Bütçe tasarıları kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonu'nda elli beş gün inceleniyor. Kabul edilen bütçe metni aralık ayı ortasında TBMM Genel Kurulu'na getiriliyor. Yılbaşına kadar bütçe görüşmesi sürüyor. Tatiller hariç yasama çalışmalarının neredeyse yarısı bütçe görüşmeleriyle geçiyor.
Mevcut Anayasa'nın bütçe maddeleri bir tabu gibi karşımızda dursa da, yeni anayasada bütçe görüşmelerini kısaltmak pekala mümkün. Zira hatırlamakta fayda var; bütçenin görüşülme süresi, 1876 Kanun-i Esasisi de dahil olmak üzere, daha önceki anayasa metinlerinde yer almıyordu. Ama darbelerin demokrasiye âşık anayasa yapıcıları, TBMM gündemlerini, bütçe görüşmeleriyle doldurarak, gerçekten tartışılması gereken konuların tartışılmasını önlediler.
Peki, Meclis'te Türkiye'nin bütçesi nasıl görüşülmeli?
Mevcut Anayasa'ya göre, milletvekillerinin Genel Kurul'da gider artırıcı ve gelir azaltıcı önerilerde bulunması yasak. O halde, bütçe tasarısı her yılın aralık ayı başında TBMM'ye sunulmalı. Ve Bütçe Komisyonu, bütçe tasarısını, yirmi beş gün içinde inceleyip Genel Kurul'a göndermeli. Genel Kurul, en fazla beş gün içinde bütçeyi görüşüp karara bağlamalı. Böylece, bütçenin, TBMM'deki yetmiş beş günlük serüveni, otuz güne indirilerek, TBMM'nin gündemi işgalden kurtarılmalı.