F.Bahçe, Kayserispor kalecisi Volkan Babacan'ın hediye ettiği golle maça adeta galip başladı. Bu gol hem coşkulu taraftarı, hem de hırslı futbolcuları daha da motive etti. Bu şekilde topun olduğu bütün bölgelerde F.Bahçe pres uyguladı. Kazandığı toplarla da başta Dia'nın dikey driplingleriyle Kayserispor defansının yerleşme düzenini bozmaya çalıştılar. Dün geceki kadro yapısı dolayısıyla ofansif girişimlerin planlı programlı olması beklenemezdi. Bu yüzden oyunun tüm kontrolü F.Bahçe'de olmasına rağmen üretkenlik sağlanamadı.
SAVUNMA AÇIK VERMEDİ
Takım savunması ise çok iyiydi. Erken skor avantajıyla geride hiç genişlik bırakılmadı. Bu da Kayserispor'a maç öncesi düşündüğü hücum planları için ortam vermedi. İkinci yarı da aynı görüntüyle oldu. Lugano'nun duran toptan attığı gol maçın neticesini belli etti. İki farklı skor avantajının rahatlığıyla F.Bahçe son 20 dakika tempoyu düşürüp daha çok geride kalarak rakibe fazla fırsat tanımadan 90 dakikanın sonunu kolaylıkla getirdi. F.Bahçe ligin ikinci yarısındaki önemli Trabzon ve Kayseri maçlarını seyircisiyle bütünleşerek yüksek tempolu ve saha avantajını değerlendirecek mücadele gücüyle oynadı. Mehmet Topuz, inanılmaz koşuyor, Selçuk, ikili mücadelelerde çok güçlü. Gökhan Gönül, formda ve istikrarlı. Özer de maç eksikliğine rağmen dün gece iyi görev yaptı. Geri dörtlü zaten çok kaliteli isimlerden oluşuyor. Santos ve Yobo da fizik olarak güçlenince çok sağlam bir defans bloğu oluştu. Bir ikinci gerçek de şu ki; son iki Saracoğlu maçında görüldü, seyirciyle bütünleşerek, hırslı, agresif ve tempolu oynayan F.Bahçe karşısında Trabzon da dün gece Kayserispor da hiçbir varlık gösteremedi. Kayserispor'u hiç seyretmesem dün gece tanıyamazdım. Bu kalitede bir takım ancak bu kadar takım halinde kötü oynayabilir. Ne pas yapabildiler, ne savunma yapabildiler, ne de top kullanabildiler. Tabi erken yedikleri çok hatalı golün moral bozukluğuna Saraçoğlu'nun atmosferi de eklenince alışılmış kimliklerinin çok çok uzağında kaldılar.