Brezilya ve Hollanda arasındaki çeyrek final maçında beklenen zevkli ve kaliteli mücadele ilk yarıda ortaya çıkmadı. Bunun 1 numaralı nedeni Hollanda'nın kritik oyuncularının fiziki yorgunluğuydu. Hollanda zaten bundan önceki maçlarını da düşük tempoyla oynuyordu. Belki bu maça özel bir diriliş olur diye düşünmüştüm ancak olmadı
Çok erken ve çok hatalı yenen golle Hollanda'nın işi iyice zorlaşmıştı. Brezilya sağlam, geride alan daraltan savunma kurgusuyla her zamanki gibi genişlik bırakmıyor ve Robben'e de ikili, üçlü tedbir getiriyordu. Van Persie de, Juan ile Lucio arasında kayboluyordu. İlk yarının genel görüntüsü tamamen Brezilya'nın kontrolü altındaydı.
GOL HOLLANDA'YI DİRİLTTİ
İkinci devre de aynı görüntüde başladı ama bir uzun yüksek topta kaleci Julio Cesar-Melo anlaşmazlığında Felipe Melo kendi kalesine bir gol atınca bütün saha içi dengeleri değişti. Bu golle moral bulan Hollanda'nın başta Robben olmak üzere kilit isimleri fiziki bir diriliş sergilediler. Kısa süre içinde kornerden gelen ikinci golle Hollanda bir anda hem skor avantajına sahip oldu hem de maç bitene kadar sahanın mutlak hakimi oldu.
Beş dakika sonra Brezilya 10 kişi kaldı. Brezilya'nın artık büyük moral de kazanan Hollanda'ya karşı 10 kişiyle skoru değiştirmesi mümkün değildi ve Hollanda çeyrek finalde Brezilya'yı geçip adını yarı finale yazdırarak büyük bir başarıya imza attı.
Futbol çok ilginç bir oyun. Brezilya'nın bence en büyük hatası ilk devre hiçbir şey yapmayan rakibine karşı işi erken bitirebilecekken bunu yapamaması oldu.
Japon hakem de zorluk derecesi çok yüksek bir mücadelede çok başarılı bir yönetim gösterdi.