Fenerbahçe kendisi için çok büyük önem taşıyan maça hırslı ve disiplinli başladı. Kasımpaşa'nın iyi bir pas trafiğine sahip golcü bir takım olma özelliği göz önüne alınarak gerekli tedbirler düşünülmüştü.
Orta sahadaki önde başlayan pres ve pozisyonuna göre Diego Lugano ve Bekir İrtegün'ün son adam Cenk'i yakın markaja alması, Kasımpaşa'nın alışılmış kurgusunu bozdu. Bu durumda oyunun kontrolü tamamen Fenerbahçe'nin eline geçti. Ancak, Emre'nin yeterince ileriye destek veremeyişi, çok koşmasına rağmen Özer'in randımansız oyunu, Santos'un kanat ataklarına giremeyişi, baskılı oyunda pozisyon zenginliğini engelleyen önemli faktörlerdi. Bu arada ilk devre boyunca kale önü tehlikesi hiç yaşanmadı. Bunun bir önemli nedeni de rakibini az sayıdaki kontraatak başlangıçlarında pas seçimlerini yanlış yapmalarıydı. 2. yarıya Fenerbahçe tempoyu daha da yükselterek başladı. Rakip orta sahanın iyice oyundan düşmesiyle ilk yarının aksine her atak girişimi gol kokuyordu. Net pozisyonlar kaçırıldı, rekor sayıda korner kazanıldı. Gol gelmeyince artık stres de baş gösterdi. Nihayet bir korner sonucunda Bekir takımını rahatlatan golü attı. Bu gol de maçın en başarılı isimlerinden kaleci Murat'ın hatasından kaynaklandı.
EN İYİSİ SELÇUK ŞAHİN
Sonuçta da çok önemli 3 puan kazanıldı. Bana göre müthiş direnci, devamlılığı, ikili mücadelelerdeki etkinliği ve ileriye verdiği destekle Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusu Selçuk'tu. Ligde istikrarlı bir grafik çizen ve her takımın korkulu rüyası olan Kasımpaşa puan çetvelindeki rahatlığıyla fiziki açıdan düşüş içine girmiş. Bu, geçen haftadaki Trabzon maçında da belli olmuştu. Başta Murat olmak üzere birçok kilit oyuncudaki form düşüklüğü dün de sahaya yansıdı. Herkesin beğenisini kazanan pas trafikleri çalışmadı. İkili mücadelelerde de genelde yenik düştüler. Kaleci Murat, geri dörtlü ve Emre Toraman'la ancak bu kadar direnebildiler.
Hakem Cüneyt Çakır mükemmel bir yönetim gösterdi.