Futbolun çok ilginç ve cazibeli bir oyun olduğu dün gece bir kere daha belgelendi Londra'da... Chelsea, Şampiyonlar Ligi'nin bir numaralı favorisi Barcelona'yı tam 'eledim derken' son dakikada elendi. Hiddink yine ilk maçtaki gibi akılcı bir taktikle Barcelona'nın ofansif gücünü hemen hemen sıfıra indirdi. 90 dakikanın sonuna kadar topla oynama oranı yüzdesi büyük ölçüde Barcelona'daydı ama İspanyolların tek net gol pozisyonu yoktu.
Essien'in nefis golü ile erken skor avantajı yakaladılar. İkinci yarıda rakibin aldığı mecburi risklerle daha etkili Chelsea kontratakları gündeme geliyordu. Takım savunmasında da son derece hatasızdılar.
Chelsea'nin en fazla eleştirilecek tarafı rakip 10 kişi kaldıktan sonraki boş alanları değerlendirip işi garantiye alacak ikinci golü bulamayışlarıydı. Bunun da en önemli nedenlerinden bir tanesi dün gece çok iyi bir performans çizen Drogba'nın sakatlanıp çıkmasıydı. Son dakikadaki mükemmel bir İniesta golü de Chelsea'yi bitirdi.
GUARDİOLA'NIN HATASI
Barcelona'da Guardiola çok önemli bir hata yaptı. Takımın önliberodaki kilit ismi Yaya Toure'yi Puyol ve Marquez eksikliğinde stopere çekti. Hem Yaya Toure stoperde başarılı olamadı hem de önliberodaki çok önemli katkılarından takım mahrum olmuş oldu. Eto'o çok kötü bir günündeydi. Keita'dan da hiçbir katkı gelmedi. Guardiola, tıkanan oyunda Bojan Krkic'i de çok geç sahaya sürdü ama son dakikada her şey Barcelona lehine değişti.
Norveçli hakemin bu maça atanması kimsenin tahmin etmediği bir tayindi. Aslında gördüğünü çalan bir hakem. Şanssızlığına çok da kritik pozisyonlar oldu. Abidal'e gösterdiği kart çok ağırdı çünkü bana göre bariz gol şansı yoktu. Pike'nin elle kestiği net penaltıyı vermedi. En fazla itirazlara hedef olduğu Barcelona ceza alanı içinde son saniyedeki pozisyonda devam kararı doğruydu.