Fenerbahçe, yeni modern stadında tarihinde ilk defa böyle büyük bir seyirci gücünü akustik olarak arkasına alarak maça başlayan, 90 dakika koşan, hırslı ve üst düzeyde motive olan Kayserispor karşısında zoru başardı. Sarı-lacivertliler iyi futbol oynayarak değil ama mücadele edip, yardımlaşarak ve savaşarak kazandılar.
Fenerbahçe'nin çok deneyimli ve işi bilen bir geri dörtlüsü var. Eğer rakip ataklarda ön taraf iyi pres yaparsa, kendileri ile yakın bağlantı kurarsa, zor pozisyon veriyorlar. Semih hem sistemi işletiyor hem de pres yapıyor. Emre eski günlerine yavaş yavaş dönme sinyali veriyor. Deniz geçen sene sakatlanmadan önceki yüksek performansına her geçen gün yakınlaşıyor. Alex de kuvvetlendi.
Fenerbahçe iyi futbol sergilemese de takım halinde mücadele edilince hem iki gol buldu hem de son 35 dakikada 10 kişi kalmasına rağmen az tehlike yaşadı. Kafama takılan en önemli soru şu: Aragones ikinci devrenin 10. dakikasında Güiza'yı oyuna alıyordu. Acaba kimin yerine alacaktı?
Büyük ihtimalle Semih'ti diye düşünüyorum. Takım mağlupken bile Alex'li düzende çift santrfora dönmeyen Aragones, herhalde galip durumdayken bunu düşünemezdi. Aksi takdirde büyük çelişki olurdu. Sistemi işleten en önemli oyuncu Semih'in oyundan çıkması inanılmaz bir yanlış olurdu. Ve de futbolcunun morali tam olarak bozulurdu.
Volkan Demirel kırmızı kart görünce değişiklik işi yattı. Aragones, Emre sakatlanınca hem yeni iyileşen Selçuk'a güvenemediğinden hem de hazırladığı Güiza'nın morali bozulmasın diye İspanyol futbolcuyu sahaya sürdü. 10 kişilik takım Alex artı çift santrfor düzenine döndü. Aslında olumsuz bir tablo da ortaya çıkmadı. Aksine takım daha da rahatladı. Eğer Aragones tekrar Güiza'lı tek santrfora dönerse çok büyük bir hataya düşer. Sezon başından beri sürekli vurguluyorum. Güiza'nın yapısı kesinlikle tek forvete uygun değil. Bu şartlarda Alex'ten de randıman alınamıyor. Tekrar eski tas, eski hamam olur. Aragones mutlaka Güiza'yı oynatmak istiyorsa, Semih ile birlikte görevlendirmenin formülünü bulmalı.