İzmir, bugünkü İzmir'in tahmin edemezsiniz kaç misli muhteşem, kaç misli güzel bir ili olurdu.. Ama orada, çeşitli sivil toplum örgütlerini ele geçirmiş bir "İstemezükçü" gurup var.. Her güzel projeye karşı çıkıyor, dava açıyorlar. Anında da "yürütmeyi durdurma / Ya da iptal" kararı..
Turkcell'i ülkemize getiren Murat Vargı dostun çabaları ile bir gurup gazeteci ki, içlerinde ben de vardım, Ege'de bir tura çıkacaktık.
Ben katılamadım. Mustafa (Özkan), Güneri (Cıvaoğlu) ve Can (Pulak) buluştular, Murat'la..
Geziyi Can, sizler ve benim için yazmayı kabul etti. İlk yazısını yayınlamıştık. İkincisi bugün.. Okurken kanım dondu. Eminim sizin de donacak..
"Böyle bir projenin yolu nasıl kesilir" diye kahrolacaksınız.
***
İzmir gibi muhteşem bir şehir, 3-4günde gezilebilir mi hiç? Doğru dürüst dolaşayım deseniz, bir ay bile yetmez.
Urla'dan sonra Alaçatı'ya gitmeye, oradaki gelişmeleri görmeye karar verdik. Aslında çok değerli yerlerimiz plansız programsız gelişmiş, hepsi betona ve sağlıksız yapılaşmaya yenik düşmüş, rant çekirgelerinin hücumuna uğramış.
Bodrum mahvoldu deyip duruyoruz. Neresi mahvolmadı ki?
Turizm bölgelerimize bakın ağlarsınız. Çoğunun altyapısı sıfır, yolu, suyu, enerjisi yetersiz ama, önemsemeden yığılıp duruyoruz buralara. Ciddi ve altyapıya para yatıran projelere karşı çıkıyoruz.
Önüne gelen yere peynir kalıbı gibi kondurulan yap-satçıların altyapısız sitelerine sesimizi çıkarmıyoruz.
Kaçak göçek yerler serbest, yasal projeler sakıncalı Türkiye'de.
Projen ciddi mi, binbir dereden su getiriyorlar. Kaçak mı, plansız mı görmezden geliyorlar hep.
Neyse bizim bunları düzeltmeye gücümüz yetmez. Ayrıca görevimiz de değil. Biz Alaçatı'ya gelmişken, vizyoner bir insanı, yaptıklarını, düşündüklerini görelim dedik.
Bir zeytinliğin ortasında kurulu ilginç bir tasarım ofisine uğradık ve burada, geçen ay Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un televizyonda anlattığı Çeşme Projesi üzerinde çalışan bir ekiple karşılaştık.
Müthiş bir ekip, hepsi genç, donanımlı, konusuna sahip insanlar.
Başlarında zekâsı ve fikirleri kafasını çatlatacak ölçüde yaratıcı Haldun adında liderleri var. Bize heyecanla Çeşme Projesi'ni detaylı bir şekilde anlattı ve bakanlığın hazırladığı gerçekten çok etkileyici proje filmini izletti.
Eğer uygulanabilirse, eğer siyasi kavgalara kurban edilmezse, eğer "Çarşı her şeye karşı" çığlıklarına yenik düşülmezse, bizim gibi iyi niyetli ve samimi insanlar için harika bir proje...
*
*
Projeyi de karşıt görüşleri de sizlere naklettim. Sıra şimdi kendi görüşümü iletmeye geldi.
Proje müthiş, vizyon çok çarpıcı ama hedefe ulaşabilmesi için, üzerindeki düşündürücü kurguları bertaraf etmek lazım.
Mehmet Ersoy bence kabinenin çalışan, ne yaptığını bilen ve tuttuğunu koparan bir bakanı. Atatürk Kültür Merkezi'ni, Galataport Projesi'ni, Galata Kulesi'ni başarıyla bitirdi. Şimdi Ankara Opera binasını tamamlamaya uğraşıyor.
Turizmde hatalı işleri olmadı değil ama, artısıyla eksisiyle değerlendirdiğinizde artıları fazla olan bir bakan.
Rahmetli THK Başkanı Prof.
Atilla Taçoy'la Akdeniz'i havadan fotoğraflandırırken, Belek bölgesini görmüş ve buranın golf alanı olabileceğini dönemin başbakanı rahmetli Özal'a iletmiştim. Türk turizmini uçuran merhum Özal heyecanlanmış ve bölgeyi gezdikten sonra Belek'i golf alanı olarak planlatmış ve çalışmaları başlatmıştı.
O günlerde kopan fırtınaları, Özal'a yapılan saldırıları, Hazine arazilerini peşkeş çekme suçlamalarını hatırlıyorum da, Çeşme Projesi de aynı rüzgârlarla zarar görebilir diye düşünüyorum.
Özal'ın kararlılığı günümüzün Belek mucizesini hayata geçirdi ve bütün dünyanın takdirini kazandı ama, bakalım Çeşme Projesi de başarıyla ipi göğüsleyebilecek mi?
Bunu da zaman gösterecek.
***
PAZAR NEŞESİ
Kız: Nihayet o an geldi.
Erkek: Beni terk mi ediyorsun?.
Kız: Hayır!.
Erkek: Beni seviyor musun?.
Kız: Hem de çok..
Erkek: Beni hiç aldattın mı?.
Kız: Hayır.. Bunu niye sordun ki?
Erkek: Beni öper misin?
Kız: Bulduğum her fırsatta.
Erkek: Beni tokatlar mısın?.
Kız: Deli misin?. Tabii ki hayır..
Erkek: Sana güvenebilir miyim?.
Kız: Evet!.
Erkek: Sevgilim benim!.
*
Şimdi hepsini sondan başa doğru okuyun..
***
LATİN SÖZLERİ
Altissima quaeque flumina minimo sono labi!.
En derin ırmaklar, hafif şırıltılarla akar!