Yanan İzmir Ormanlarının yerine 1 milyon ağaç dikme kampanyasına katkıda bulunmak için bir gece düzenleyeceklerdi. BenHaber'de okumuştum, Hamdi Türkmen kardeşimin yazısında. Ben de olacakmışım o gecede.
Gece geldi geçti, beni arayan soran olmadı.
Ben de yazmıştım hani "Hamdi ne oldu 1 milyon ağaç" diye.
Ben İzmir'de Hamdi ile buluştum, konuştum o hafta sonu. Ama bu konuşma bana yolladığı yazılı cevabı kullanmama engel değil. Güya 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz. Neler gelmiş Hamdi'nin başına.. Nasıl bir yaşam gücü ile savaş vermiş..
Okumalısınız.
İşte Hamdi'nin maili..
***
Hıncal Uluç sormuş "Hamdi, ne oldu 1 milyon ağaç?" İşte cevabım..
........................
Üç yıl önce, rektum kanseri teşhisi konulunca; çok sevdiğim, son çalıştığım Milliyet Ege'deki görevimden, çok sevdiğim ve saydığım rahmetli patronum Erdoğan Demirören ile birlikte oturup anlaştık ve istifa ettim.
Çünkü kemoterapi seanslarım başlamıştı.
İşe gidemez, yazı yazamayacak kadar hırpalayacağını ve ağır geçeceğini biliyordum.
Öyle de oldu...
İki karaciğer ki ilki tam 13 saat sürdü, herkes "Öldü bu adam, masada kaldı" diye umudu kesmişlerdi, ardından iki rektum ameliyatı, 21 kür radyoterapi, 36 seans kemoterapi falan derken zaman akıp geçti.
Ha unutmadan yazayım, bir insan yaşamında halk deyimiyle "son durak", kısaca uzatmaların oynandığı 3'üncü evre, yani; "gitti-gidiyor com." denilen yoğun bakımda 18 gün yatıştan sonra "Kefeni yırtmış" olarak da bir aya yakın hastanede yatağa bağımlı kaldım.
Anlayacağınız 3 yılın neredeyse 1.5 yılı 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Servisi'nde yatmakla geçti.
Bunları neden yazıyorum? Bugün Allah'a şükür çok, ama çok iyiyim. Hatta katır gibi, domuz gibi de denilebilir. (Gerçekten öyle. İki saat kahvaltıda bomba gibiydi Hamdi..hu.) Tabii ilk işim tekrar yazmaya başlamak oldu.
İlk tuşa bastığımda ne kadar özlediğimi fark etmek de çok güzel bir duyguydu.
Canım dostum, arkadaşım, sırdaşım Erol Yaraş'ın internet haber sitesi olan BenHaber'de günlük yazıyorum. (tıklama adresi www.kanalben. com) Haftalık bir gazetemiz var; onun adı da BenHaber, orada da köşe yazıyor, birinci sayfasını ve zaman buldukça da genç ve yetenekli çalışan arkadaşlarla içeriğini düzenliyoruz.
Bunun adına "Yeniden sahalara dönmek" denir mi bilmiyorum ama mutluyum.
Bazı arkadaşlar ve meslektaşlarım; "Efsane geri döndü" diye takılıyorlar.
..............................
BenHaber'in 30 Ağustos sayısında; "İzmir aşkı ile bir milyon fidan" başlıklı bir köşe yazmıştım...
İzmir Medical Park Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Zeki Hozer'in bir önerisini ve girişimini bu köşeden paylaşmıştım.
Aralarında Hıncal Uluç'un da bulunduğu çok değerli kişiler İzmir'e gelecek ve ulusal bir kanaldan yayınlanan canlı yayın ile; 1 milyon ağaç bağışı için özel bir gece düzenlenecekti.
Sabah Gazetesi'ndeki köşesinden Hıncal Ağabey; Ne arayan var, ne de soran? Gece yapıldı mı onu da bilmiyorum." diyor.
Yerden göğe kadar haklı...
Hemen bu öneriyi Tunç Başkan'a götüren ve onayını alan, projenin sahibi Dr. Hozer'i aradım.
9 Eylül gecesi yapılacak özel gece, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in aynı amaçla düzenlediği, açık hava konseriyle çakışınca,
15 Eylül'e ertelenmiş.
"Hıncal Uluç geliyor mu?" dedim.
Sabah'taki köşe yazısını o da okumuş. Yanıtı şu oldu:
"Erteleme olunca kendilerini arayamadım. Hem senden hem de Hıncal Bey'den özür diliyorum.
Yarın (14 Eylül Cumartesi) İzmir'de olacakmış.
Telefonla değil, bizzat giderek davet edeceğim..." ..............................
Sevgili ağabey durum böyle.
***
Durum öyle de Hamdi, beni gene arayan soran olmadı, telefonum da ellerindeyken. Ben de zaten İzmir'deyken..
Bunun içinde başka bir iş var, kesin.. 15 Eylül gecesi yapıldı mı, onu da bilmiyorum ya..
Boş ver, üzme kendini Hamdi!.