Başlığa bakınca "Adam artık iyice üşüttü" diyenleriniz çıkacaktır. Çünkü Sosyal Medya denen şeyden nerdeyse nefret eden, o Sosyal Medya denen şeyin "S"sini kullanmayan Hıncal şimdi, köşesinin hem de en tepesine, kocaman kocaman "Yaşasın benim Sosyal Medyam" yazıyor..
Valla böyle demenizi göze alıyor ve bir daha haykırıyorum..
"Yaşasın benim Sosyal Medyam!."
Çünkü muhteşem bir iş yaptılar.. Hatta iki iş yaptılar..
1- Bu ülkenin en büyük hazinelerinden birini kurtardılar.
2- Bu ülkede "Medya" denen şeyin artık kalmadığını gösterdiler.
Türkiyemde artık "Dördüncü Güç" denen bir şey varsa, bu tonla gazetesi, televizyonu ve radyosuyla bizler değiliz. Dördüncü Güç artık Sosyal Medya.
Onların gözünden bir şey kaçmıyor.. Ve onlar müdahale ettiler mi, 40 köşe yazarı bir araya gelse oluşacak gücü milyonla çarpıyor ve en geç 48 saatte sonuç alıyorlar.
Şu köşemdeki resme bakar mısınız?.
Osmanlı'nın çöküş dönemindeki hezimetlerinin birinin ardından "Vatan Şairi" Namık Kemal, adının önüne bu sıfatın konmasına sebep olan "Vatan Mersiyesi"nde aynen şöyle diyordu..
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mederini." Mader, Ana demektir, bilirsiniz.. Anadolu'nun "Ana"sı!..
İşte Namık Kemal'in o soyut satırlarının nasıl somutlaştığını gösteriyor bu resim..
Bu vatanın "Unesco Dünya Mirası" emsalsiz hazinesi, dünyada bir daha benzeri olmayan Peri Bacaları'na bıçak gibi saplanmış inşaatı görüyorsunuz değil mi?.
"Saplanmış.." Saplanmakla kalmamış, o "Dünya Mirası" hazinenin yarısını da yontup parçalamış, yok etmiş..
O Peri Bacaları ki, oluşmaları yazıyla söylüyorum, On Milyon Yıl sürmüştür..
O Peri Bacaları ki, içlerinde, dünyanın ilk kiliselerini barındırdığı için, Hıristiyan Alemi'nin hac yerlerinden biridir.
O Peri Bacaları ki "Bilim Kurgu" filmlerine "Uzayda bir yer" dekoru olur.. Öyle eşsiz, benzersiz bir doğa harikasıdır çünkü..
O Peri Bacaları ki, aralarında gezmeye dolaşmaya doyamazsınız.
O Peri Bacaları ki, yüzbinlerle birlikte balonlarla uçar, tepeden kuşbakışı görmek hazzını yaşar, doymaz tekrar tekrar binersiniz..
O Peri Bacaları ki, bu ülkeye her yıl milyonla turist, milyarla döviz getirir.
O Peri Bacalarına bıçak gibi saplanan ve tahrip eden bu "Utanç" inşaatı 2.5 aydır devam ediyormuş..
Nerde benim medyam?. Nerde ha?.
Bir, tek bir muhabir yok mu, bu Anadolu'nun en büyük Turizm Merkezi'nde..
2.5 ay, bir gazeteci geçmez mi oradan?.
"Kaldı mı" diyince kızıyorlar..
Kaldı mı ha, gazeteci?.
Dahası.. Acısı.. 2.5 ayın öncesi..
Bu otel inşaatı için izin alınmış, iyi mi?. O izin alma, aylar sürmüştür.. Önce yörenin inşaat planı değiştirilmiş. Sonra "O" inşaatın izni alınmış.
Yani nerden baksan, olayın en az bir yıl geçmişi var ve "Medyanın hiç ama hiçbir şeyden haberi yok.." Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini..
Kesiyor, doğruyor.. "Medyam uyuyor" değil.
"Medyam yok!." Ama Allah'tan, hem de nasıl "Allah'tan" Sosyal Medyam var..
İşte o medya, Namık Kemal'e cevap veren Mustafa Kemal gibi gürlüyor..
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini Bulunur kurtaracak baht-ı kara maderini.." Sosyal Medya buluyor fotoğrafı.. Sosyal Medya, ışık hızı ile yaymaya başlıyor.. Sosyal Medya, dünyada hiçbir miting alanının almayacağı bir kalabalığı, milyonları topluyor..
Şimşek gibi çakıyor.. Sel olup akıyor.. Her cepheye koşuyor..
..Ve 48 saatte Anadolu'nun "Ana"sını kurtarmayı başarıyor.
Kimlerin, her nasılsa verdiği o "Cinayet İzni"ne rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığı, o rezil inşaatı durduruyor..
Şimdi siz, gelin de benim yerimde olup bu Sosyal Medya'nın önünde saygı, sevgi ve coşku ile eğilmeyin!.