Ne işe yaradığını yıllardan beri anlamakta güçlük çektiğim bir kurum var. RTÜK kısa adı. Açılışı Radyo Televizyon Üst Kurumu..
Türkiye'deki televizyonların hali pür melalinden şikâyet ederiz ya yıllardır. Hepsinin sorumlusu bu kurumdur işte.. Her şeyi görür, bilirler.
Üstelik binlerce şikâyet de yağar, okurlar..Ama hiçbir şey yapmazlar.
Devletin onlara "Huzur hakkı" diye verdiği paraları alır, huzur içinde yaşarlar.
Ağır mı oldu, RTÜK Üyeleri!.
Bana düzelttiğiniz bir, tek bir şeyi söyleyin, Ankara yollarına düşüp teker teker elinizi öpeyim.
Üstelik siz Meclis tarafından seçilirsiniz. Her siyasi parti gurubunun temsilcisi var içinizde yani..
Yahu bunca partinin bunca rezilliğe ortak göz yumduğu, susup geçiştirdiği tek yer sizin toplantı salonunuz bu ülkede..
Yani sizdeki bu anlaşmayı ülkeye örnek göstermek gerek aslında..

*** Haberler dahil televizyonlarda her yayın başlarken önüne bir simge konuyor, RTÜK talimatıyla..
7+ mesela.. "7 yaşından yukarılar için" demek.. Benzeri 13+, 18+ işaretleri var..
Bunların yanında neden kısıtlandığını gösteren semboller.. "Cinsellik içerir.. Şiddet içerir" gibi..
Şimdi teklifime geliyorum..
Bu ülkede Süper Lig maçları RTÜK emriyle, önüne "18+" işareti konarak yayınlansın..
Çünkü bu maçların hepsi çocuklar tarafından izleniyor ve hepsi bol bol Sahtekarlık içeriyor.. Çocuk bunları izliyor ve sonra babasına ve okuldaki hocasına sormak istiyor tabii.
"Hani bana dürüstlüğün en büyük erdem olduğunu söylüyorsunuz durmadan. Oysa gerçek hayatta kazananlar hep sahtekârlar, değil mi?" Verecek cevabımız var mı?.
Ortada hakemler, tepelerinde "VAR" varken üstelik, sahtekârlık gırla gidiyor.
İki rakip yan yana koşuyor mesela. Temas ayaklarında..
Eee. Ayak topu bu. Olacak tabii.. Biri kendini yere atıyor. Ama çığlık ve üç takla atarak.. Ama elleri ile yüzünü tutarak. Niye?. Çünkü yüze darbe sarı kart.. Hakem yutarsa rakip sararacak. Sonuç.. Ya oyundan düşecek, ya bir sarı daha kırmızı..
İki rakip yan yana koşuyor. Temas bile yok. Yakın çekim tekrarda görülüyor. Ama gene tribünden duyulan bir çığlık. Gene önce havaya fırlıyor, sonra denize atlar gibi çimlere dalıyor, yerde dört burgu.. Sonra elinin biriyle yeri tokatlamaya başlıyor.. Sedye değil, ambülans gerek, görüntü o.. Ölüyor adam, yetişin..
Sonra o sahtekâr anında ayağa fırlıyor ve hakemin verdiği frikiği atıyor.
Hakem denen adam da "Demin ölüyordun, şimdi bu ne" diye alnına sarıyı çakmıyor. O frikik bir de gol olursa, ekran başındaki çocuğu düşünün siz.
"Sahtekârlık yapmak, etrafı kandırmak serbest.
Yutturdun mu kazanıyorsun, yutturamazsan cezası yok. O zaman niye sahtekârlık kötü bir şey olsun. Hiç bir riski olmayan kazanma yolunun nesi kötü" diye düşünürse, her maç en az kırk kere şahit olur, ezberlerse, o çocuğun artık "Dürüst" yetişmesine imkan kalır mı?.
Bu ülkede Futbol Federasyonu, bu ülkede Merkez Hakem Kurulu, ötesine geçelim, bu ülkede "Sorumlu" bir Gençlik Spor Bakanı olsa, bu sahtekârlıkları önleyecek kararlar alınır, hem de şimdi "VAR"lı hakemlerle hem de nasıl uygulamaya koyarlardı. O zaman cezasız kalmadıkları için biterdi, sahtekârlıklar.
Ama yok. Bu yazdıklarımı, hepsi yıllardır izliyor ve önlem almıyorlar..
Bu yüzden onlardan değil, "Uyuyan" RTÜK'ten medet umuyorum..
RTÜK, "Çocuklarımızı ve gençlerimizi bu 'Sahtekârlık eğitimi'nden uzak tutmalıyız" derse ve Süper Lig Canlı maç yayınlarının önüne "18+" işareti koydurursa, yer yerinden oynar.
"Süper Sahtekârlar Ligi" bu sayede, "Süper Futbol Ligi"ne döner.
Varlığıyla yokluğundan kimsenin haberdar olmadığı RTÜK de, yeniden itibar kazanır.