Gözümün ucuyla hemen sağımda oturan Timur Baba'yı süzüyordum.. Timur Selçuk.. Yıllar yıllar önce Modern Folk Üçlüsü olarak Timur'la bir konser turnesi yapmıştık, İstanbul, Ankara ve Adana.. Timur, Fransa'dan "Ayrılanlar İçin" başta bugün kaç kuşak geçti hâlâ ezber bilinen şarkılarıyla gelmişti de, eşlik etmişti çocuklar, ona.. O zamandır aramızda adı "Baba Timur"dur.
Nasıl bir gurur ışıldıyordu, bu defa gerçek "Baba"nın gözlerinde.. Sahnede kızı Mercan, salonda öbür kızı Hazal'ın sesi vardı.
Mercan Selçuk Dans Tiyatrosu'nu kuran ve yıllardır başarı ile yaşatan Mercan'ın "Bizim Hikâyemiz" adlı son gösterisini izledik, beraber...
Üç kuşaktır tanırım Selçukları.. Münir Nurettin Efsanesinden başlayarak.. O da benim gururum..
Mercan ve öğrencileri 17 dans sundular bize.. Koro, üçlü, ikili ve solo olarak.. Hepsi güzeldi. Ne güzel koreografiler yapmış Mercan.. Dansçılığı ve eğitimciliği zaten harikaydı. Koreografide de zirveye vurmuş. Dahası gösteri boyunca danslara eşlik eden metni de kendi yazmış.
En duygulandığım, Göç adlı dans oldu. Müziği Timur yazmış. Sözlerini kızı Hazal. Hazal da söylüyor zaten.. Mercan'ın koreografisi ile de dans ediyor, öğrencileri..
O an Timur'un yerinde olmayı ne kadar isterdim..
Şovda çok tatlı sürprizler vardı..
Mozart'ın Türk Marşı ile Mercan'ın Çocuklar Korosu nasıl şirin, nasıl tatlı ve nasıl başarılıydılar. Baba Sahne salonunu da yıktılar.
"İlk Platonik" adlı bölümde Orhan Veli'nin "Birdenbire" şiiri yansıdı salona.. Hem de Müşfik Kenter'in sesiyle.. Gel de çarpılma..
Ve de "Demlenmek" modernize, simgesel "Sema"ydı. Mercan'ın solo dansı rüya gibiydi. Semalara uçurdu bizi..
Ekipten Ekim Deniz Akarslan'ın adını da defterime yazdım. Bu genç adam büyük dansçı olacak, kesin.
Bu arada "Hasret kalanlara" bir müjde..
Timur Baba, Unutulmaz Timur Selçuk, konsere hazırlanıyor.. Kulağıma fısıldadı.. Eylülde sahnede olacakmış!.