Bir oy farkla gelmişti Fener Başkanlığına Aziz.. 12 bin oy farkla gitti, 19 sene sonra..
Kimsenin, kazanan Ali Koç'un bile tahmin etmediği bir deprem oldu, pazar günü Saraçoğlu Stadında ki, hiç bir Richter ölçeği bu şiddeti kaydedememiştir.
Ben Ali Koç'un kazanacağını tahmin edenlerdendim. Marifet değil. Hemen herkes öyle tahmin ediyordu zaten..
Aziz'in en yanındakiler bile, özel sohbetlerimizde "Artık yeter" diyorlardı.
Aziz'in oy kullanacak tüm üyeleri teker teker aramak için kurduğu telefon servisinde çalışan bir tanıdığım var.. O bile "Biz bile Koç'a vereceğiz" deyince "Bitti bu iş" demiştim.. Demiştim de böyle bir deprem beklemiyordum, gene de..
Fener'in iç yüzünü en iyi bilen, en yakından tanıyan, babadan Fenerli, içlerinde yaşayan (Evi Caferağa'da) gazeteci kardeşim Kemal Belgin'i aradım.. "Dört misli fark nasıl oldu" diye.
"Valla Hıncal Ağbi inan ben de anlayamadım" dedi. "Aziz'in 6 bin askeri vardı, yıllanmış.. Son kongre için en az 6 bin üyeyi kendi kaydetti. Yani 12 bin sağlam oyu vardı. 'En az 12 bin oy alan kazanacaktır' deyişi, bu 12 bin oya güvenindendi!. Fire bekliyordum ama, 12 bin fark?."
Peki güvendiği dağlara nasıl kar yağdı, geçiniz "Çığ" düştü de Aziz altında kaldı..
Sevgili Ayşem'in dünkü satırlarında vardı seçimin sırrı.. Hem de seçimden bir gün evvel yazdığı satırlarda..
Tıpkı Ali Koç gibi, fevkalade Beşiktaşlı bir babanın (Neco) evladı olan Ayşe "Ali Koç kazanırsa.." diyordu.
"Gerçek bir sevinç ve coşku yaşarım. Güzel günlere, iyiliğe, dürüstlüğe inancım artar.
Türlü türlü entrikalar, kavgalar yüzünden 2011'de bıraktığım futbol aşkıma geri dönerim. Statta maç izlemeye başlarım. Maç günleri yeniden şölene döner benim için. Fenerbahçe sevdam ateşlenir. Karanlık bir dünyaya dönmüş, kaba adamların, güç peşinde koşanların, 'asarım keserim'cilerin ele geçirdiği futbol dönemi biter, kocaman bir umut güneşi doğar içime."
Binlerce, on binlerce, milyonlarca Fenerli'nin hisleri, duyguları bunlar..
"Ne demek ezeli rekabeti, ebedi dostluk, onlar bizim düşmanımızdır" diyen, "Dostluk kardeşlik" demek olan sporda o, daima ileriye, yukarıya götüren "Rekabet" sözcüğünün yerine, "Gerileten ve aşağı indiren "Düşman" lafını sokan adamı artık isteyen kalmamıştı.
"Düşman" sözcüğü de geri tepmiş, Fener maçı olmadığı zamanlarda bile her Anadolu Stadında Aziz ve Fener aleyhine tezahürat yapılır olmuştu.
Oysa insanlar, rakip takımdan kardeşleri, dostları gibi kol kola maçlara gitmeyi, bitince beraber çıkmayı, birbirlerine takılarak eğlenmeyi, maçı bir neşe, keyif günü olarak yaşamayı özlemişlerdi.
Galatasaray'da seçimleri "Fenerbahçem, Beşiktaşım" diyen Mustafa Cengiz kazanmıştı.
Şimdi Aziz giderse, "Ezeli rekabet, ebedi dostluk" günlerine geri dönülebilir, Kadıköy'de her yaz gene "Fenerbahçe- Galatasaray Bayramı" her spor dalında yapılan yarışmalarla canlanabilir, spor ülkemizde yeniden dostluk, kardeşlik anlamına dönebilirdi.
Spor barış, spor gülen yüzler, Spor şakalar, gülümsemeler, kahkahalar olabilirdi yeniden..
Fenerbahçeliler bu özleme oy verdiler işte!.
Aziz kendi içinde Fenerlileri bile kaça bölmüş, nerdeyse yarısına Fener Stadı'na girmeyi bile yasaklamışken, Ali Koç ve Mustafa Cengiz, el ele, yürek yüreğe "Ezeli rakip, ebedi dost" günlerini geri getirebilirler gerçekten.. Ve de sandığımızdan kolay olur bu..
Çünkü, bir iki holigan dışında tüm sporseverlerin özlemi bu!.