Hadi ben neyse.. Artık yaşıma verin, böyle unutkanlıkları..
Galeri Selvin'deki iki sergiyi, artık "Kültür ve Sanat Yardımcım" sıfatını fevkalade hak eden İrem yazmıştı. İrem Sayın.
Ben yazının başına bu notu koymayı unuttum. Sonunda imza da yok.
Çıkarken yazılarımı Yasemin'e emanet ederim. Gazetelerdeki bence en önemli unsur düzeltmenleri kaldırınca sistem, ben "Yasemin artık düzeltmenim sensin" demiştim. "İmla hatalarından cümle bozukluklarına hepsini düzeltecek, yazıda anlaşılmayan bir şey varsa beni arayacaksın."
Ama işte o da aceleye getiriyor bazen ve böylesi çok önemli hatalar sayfaya yansıyor. İrem üstelik kendi kızı. Özel özen ister değil mi?.
***
Düzeltmen niçin en önemli unsur?.
Bir minik örnek vereyim, dünkü spor sayfamızdan.. Roma Açık Tenis Turnuvasını kadınlarda Svitolina kazanmış. Haberden bir cümle..
"Svitolina sadece 19 dakika süren açılış setini bagel ile hanesine yazdırdı."
Şimdi bu ne demek, kaç okurumuz anladı?.
Spor servisinde anlayan kaç kişi var?. Daha ilerisi.. O sayfanın editörü Volkan Üstüyıldız -ki yazıyı okuyarak sayfaya koyması lazım, "Bagel ile kazanmak" ne anlama geliyor, bilir mi?.
Bilse, onun Türk dili tenis argosundaki tam karşılığını da bilirdi.
"Halka takmak!."
Bagel halka şeklindeki hamur işlerinin İngilizce adıdır.. Bizde de bazı yerlerde Simit'e "Halka" derler ya.. Öylesi.. 6-0 yendin mi, halka takmış olur- sun. Yani bagel..
Belli bir ajans çevirmiş. Çevirmen de bagel ne bilmiyor olmalı. Onu bir tenis terimi sanıp aynen bırakmış.. Biz de okumadan sayfaya koymuşuz..
"Bu mu" demeyin..
Bu.. Tam da bu!.
Mideyi bulandıran minik sineklerdir. Mükemmelliği sağlayan da ayrıntılar.
1960'lı yıllarda düzeltmenliğimizi yapan büyük usta, büyük şair
Ahmed Arif'in önüne bu haberi koysam, sütun sopasını kapar, odama dalar "Bagel ne ulan, bagel ne" diye o sopayı kafama gibi, masaya indirirdi.
Kaç defa yaşadım o girişleri..
Nurlar içinde yat Ahmed Arif.. Bak gene "Bahar geldi dağlarına memleketimin" ve ben gene seni hatırladım.
Bende emeğin o kadar çoktur ki!.