Magazin Gazetecileri Derneği geçen hafta "Altın Objektif Ödülleri" gecesinde bana "Basın Meslek Onur Ödülü" vermişti.
Öğrenince nasıl gururlandım.
Liselere, üniversitelere "Ödüllerinizi gençlere verin. Onları teşvik edin, benim gibi ununu elemiş, eleğini asmışları unutun artık" diyorum, yıllardan beri..
Her türlü ödülü almışım. Koyacak yerim yok. O ödülün bana verdiği heyecanla, hayatının ilk ödülünü alan bir gencin heyecanı ayni olur mu?.
Peki bu defa niye mutlu oldum?.
Çünkü ödülü veren meslektaşlarım.
Bu bir..
İki.. Türünde benim için ilk ve de "Ömür Boyu" adlı onur ödülü..
Bilmeyebilirsiniz.. Magazin, beni Bab-ı Ali'ye tanıtan ve sokan daldır, Haftada iki yazı yazdığım Cumhuriyet Spor'un yanında.
Zamanın en büyük, hala eşi çıkmayan Gençlik ve Müzik dergisi Hey'in ve onun kardeş dergisi Tele- Magazin'in Ankara Temsilcisiydim.
Cumhuriyet'te de haftada bir tam sayfa "Televizyon" yazardım.
O zaman "Gazeteci" olmanın yolu, spordan, polis adliyeden ve magazinden geçiyordu.
En müthiş rekabet magazindeydi.
En cefakar da, ellerinde fotoğraf makineleri ile dolaşan Magazin Muhabirleri.. Birbirlerini atlatmak için sabaha kadar tek başlarına, hem de o köprüsü de olmayan İstanbul'da dolmuş değiştirerek koştururlardı..
Öyle havuz, fotoğraf takası falan yok, rekabet dünyasında.
O zaman büyük gazeteci yetişiyor tabii..
Basın şehidimiz Çetin Emeç magazinden geldi. Abdi Bey) İpekçi, Beyoğlu muhabiriydi. Yani magazin. İsmail Cem, Ercan'la ilk büyük magazin gazetesi ABC'yi çıkaran adamdı.. Bugün Beyoğlu'nda bir sokağa adı verilen Erol Dernek magazinciydi. Efsane Güngör Denizaşan.. Zozo Toledo!.. Daha kimler kimler..
Ben haftanın en az iki günü TRT koridorlarından çıkmazdım, gazeteme ve dergilerime özel haber yazayım diye.
Köşeme kurulduktan sonra o cefakar dostlarımı unutmadım.
Onları hep kolladım. Hep savundum.
İşte o vefakar ve cefakar dostlarım bana "Yaşam Boyu Onur Ödülü" vermişler..
Nasıl sevinmem?. Nasıl gururlanmam?.
Teşekkürler, dostlarım, kardeşlerim, canlarım!.