Hafta sonu Günaydın ekimizde bir röportaj. Funda Karayel yapmış, Chris Evans ile. Avengers'ta Yüzbaşı Amerika'yı canlandıran oyuncu, hani.
Hürriyet Kelebek ekinde de, Barbaros Tapan'ın bir röportajı var, Charlize Theron ile..
Her iki röportajda da, önemli eksikler var.
Bu röportajlar, nerde, ne zaman nasıl yapılmış?. Bir gazeteci bu kadar önemli insanlarla röportaj yapar da, hele bu Selfie çılgınlığı döneminde beraber bir resim çektirmez, onu yazısına eklemez mi?.
Demek ki..

*** O röportajları okumadan içinde yazanları biliyordum. Çünkü ben, her gece Jimmy Fallon ve Ellen DeGeneres'in şovlarını izliyorum. Charlize de özel hayranı olduğum bir harika oyuncu. Hem Fallon, hem de DeGeneres'e konuk oldu, Charlize.. İki sohbet de DigiTurk plus kutumda kayıtlı.
Gazetem benden istese, bir saat emekle, Charlize Theron söyleşisini önlerine koyardım. *** Yıl 1959.. M. Ali Ağabey bize gazeteciliği öğretiyor.. Time dergisinde bir röportaj var. Kraliyet ailesinin yanına gidilmesi zor birisiyle.. Onu önüme koydu. Bir satırı işaret etti. Yazar, yazısının girişinde (Söyleşi ya da soru cevap değil. Röportaj.. Bir gazetecilik dalı ve sanatı olan röportaj) şöyle diyor..
"Salona girdiğimde, köşede oturduğu kahverengi, hafif eskimiş maroken koltuğundan doğruldu. Ekose kravatını düzeltti ve bana doğru yürüdü.."
M. Ali Ağabey sordu, sonra.. "
"Kravatına kadar bunca ayrıntıyı niye yazmış" diye, cevabı da kendi verdi.
"Okuyana 'Ben gerçekten ordaydım' algısını vermek için. Koltuğun ve kravatın modelini anlatma, bu algıyı yaratır.. Yani ayrıntı değil, esastır, aslında.."