Perşembe günü, gazetelerde ve televizyonlarda vardı, herhalde rastlamışsınızdır.
1980'lerde Türkiye'de hem de nasıl tanınan ve sevilen Komedi Dans Üçlüsü elemanlarından Murat Akkaya, şimdi İzmir'de taksi şoförlüğü yapıyormuş..
Taksicilik, pek çokları için "Yaşamı sürdürme" işi..
Direksiyon sallayan bir İnşaat Yüksek Mühendisi'nin öyküsünü yazmıştım yıllar önce.. Hem de Medine'de bir site inşa edip dönmüş ama sonra ülkesinde iş bulamayınca, bir taksinin direksiyonuna oturmuştu. Ve de pek çok taksici gibi, plaka kendisinin değil, plaka mafyasının elinde olduğu için, kazancının çoğunu elinde yüzlerce plaka bulunan bir mafya ağasına veriyor ve eve ancak fasulye parası götürebiliyordu.
Bunu niye yazdım..
Çoğumuzun, içlerindeki birkaç serseri yüzünden "Taksici milleti" diye kızdığımız bu mesleğin aslında ne kadar meşakkatli ve ne kadar onurlu olduğunu anlatmak için..
Ama böyle önemli bir mühendis, böyle ünlü, tanınan ve sevilen bir sanatçı yaşamını devam ettirmek için, günde ortalama 15- 16 saat direksiyon sallamayı göze alıyorsa, bir yerde bir yanlış var demektir.
Ben bugün Murat Akkaya'yı örnek alacağım..
Sadece Murat, yani Komedi Dans Üçlüsü mü?.
Türkiye'de ne komedi gurupları vardı.. Bal Arıları.. Ateş Böcekleri.. Uğur Böcekleri..
Uğur ile (Uğur Yücel) Necati..
Tek başlarına çalışanlar ayrı..
Celal Şahin.. Orhan Boran..
Türkiye nerden tanırdı bunları..
TRT'den.. Özellikle de TRT Televizyonundan. O zaman tek kanallı..
TRT Televizyonu bu ülkenin en iyi okuluydu. Her tür sanatçı yetiştiren en iyi okul..
TRT Televizyonu her hafta sonu öğleden sonraları ve geceleri, tüm aile bireylerini ekran başında toplayan eğlence programları yapardı.
O programda alaturkanın en güzel eserlerini, en müthiş solistler okurdu.. Anadolu'nun efsane türkülerini, dinlemeye doyamadığımız türkücüler..
Pop Müzik deseniz, her şarkı ve şarkıcıyı üne kavuşturan gene o TRT programlarıydı.
..Ve bir öğleden sonra ya da gecede her türden bir yığın ünlüyü izlediğiniz o "Canlı" programları, işte öyle ünlü komedyenler ve gene TRT'den yetişen harika sunucular, hem de nasıl güldürerek sunarlardı. Mesela Cenk Koray.. Nurlar içinde yatsın.. Mesela Güneş Tecelli.. Yıllarca benim köşemde Abuzittin'e Mektuplar yazan ve her pazar sizi güldüren, kalem ve ekran ustası.. Dün öğrendim. By pass geçirmiş.. Aslan Güneşim benim..
Sendeki o kalp nelere dayanır daha..
Orhan Boranlar, Celal Şahinler, hep TRT'nin eserleriydiler..
Zeki Mürenler, Behiye Aksoylar, İbrahim Tatlısesler, Timur Selçuklar nerde üne kavuştular da Fahrettin Aslan'ın afişlerini doldurdular sanırsınız..
Ama iki şey oldu..
Fahrettin'inkiler başta gazinolar devri bitti. Gazinolar kapandı.
Ardından özel TV'ler kuruldu.
Bunlar yaşamak için reklama, dolayısıyla reytinge muhtaçtılar.
Ekranları dünyanın hiçbir yerinde olmayan, her gece 180 dakika süren diziler doldurdu.
Eğlence programları bitti..
Bu ülkede, Zekiler, Ajdalar, Muazzezler, Behiyeler, Sezenler, Nükhetler, say sayabildiğin kadar o müthiş sanatçılar bitti mi sanıyorsunuz?
Bugün sanatçı yetişmiyor mu?..
Bu millet bir gecede sıfırladı mı sanıyorsunuz?.
Her gün öğleden sonra TRT Müzik izliyorum. Pop Müzik nerdeyse yok. Her gün liste programı yayınlıyorlar ama, o listedeki şarkı ve klipleri izleyeceğiniz güncel program mafiş.. Türk Sanat ve Türk Folk Müziği'nde ne müthiş sesler var, bilemezsiniz..
Nerden bileceksiniz ki?. TRT Müzik'i kaç kişi izliyor?.
Şu anda ülkede, onlarca, yüzlerce hem fiziği, hem müziği ile müthiş hem de ne solistler var.
Ama mesela İstanbul'un tek gece kulübü Günay, beş senedir, beş kişiyle idare ediyor. Fahrettin haftada 6 gece 3 gündüz 9 seans yaparken.. Günay iki geceyle ancak idare ediyor. Eee!.. Beş kişiyi beş yılda 500 kez izleyecek haliniz yok ya..
Peki nasıl kurtulacak Türk Müziği?.
Yol belli..
TRT.. Yani TRT1 gene eskiden olduğu gibi, tüm aileyi ekran başına toplayan eğlence programlarına başlayacak..
Amerika'nın hâlâ en ünlü programı Saturday Night Live/ Cumartesi Gecesi canlı programı..
Ülkenin tüm komedyenleri bu programla ün yapıyor.
Ülkenin en yeni, en önemli sanatçıları bu programla tüm ülkeye yayılıyorlar.
Yani "Canlı Eğlence" programının modası geçmez.
Bu tür "Aile eğlence" programlarının bir görevi daha vardır. Asıl önemlisi de o..
Artık iyice kopmaya başlamış aile bağlarını yeniden güçlendirir.
Aile, dededen toruna, her cins ve yaşa hitap eden bu eğlence programlarıyla yeniden bir araya gelmeye, birlikte eğlenmeye başlar..
Yani yeniden aile olmaya başlar. Sosyoloji kitapları Aile'yi "En küçük sosyal birim" diye yazarlar. O olmadan üstüne daha büyük birimler kuramaz, en önemlisi "Millet" olamazsınız.
Yani "Eğlence Programları" hem sanatsal, hem sosyal büyük bir hizmet yaparlar.
"Anayasal Görev" derken neyi kast ettiğimi anlıyor musunuz?.
Kim yapacak bu görevi?.
Minnacık reklam pastasından pay almak için yırtınan yığınla özel kanal mı, yoksa, şu anda ofisimde bu yazıyı yazarken tepemde yanan lambadan ve bu bilgisayarı besleyen elektrikten "Özel TRT Vergisi" alan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu mu?.
Ne yazık ki TRT, yıllardan beri anayasal görevini unutmuş, Özel TV'lerde çok çok affedersiniz, "Sidik Yarışı" yapıyor.
Peki bu anlamsız yarışı bırakıp, bu halka, bu millete, bu milletin yeteneklerine, sanatçılarına hizmete nasıl dönecek TRT?. Kim döndürecek?. Kim döndürebilir?:
Bu ülkede pek çok şeyin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la başladığını bilmeyen yok.
Cumhurbaşkanımızın Aile'ye, Aile olmaya ne kadar önem verdiğini bilmeyen de yok!..
Ya Türk Sanatına verdiği değeri.. Daha iki gün önce, Kültür Bakanlığı'nın düzenlediği Devlet Kültür Sanat Ödülleri Töreninde, Ulusal Sanata verdiği değeri anlatmadı mı, konuşmasının nerdeyse yarısında..
O zaman, bu defa doğrudan ona baş vuruyorum ben de.. TRT'den sorumlu Devlet Bakanına falan değil..
TRT'nin genç Genel Müdürü, benim dediğim günleri bilmiyor olabilir.. Yılbaşlarında bile aileyi evde, salonda, hatta komşularıyla birlikte toplayan TRT'yi hiç yaşamamış da olabilir..
Onun için talimat verin Sayın Cumhurbaşkanım..
TRT, Aileyi yeniden bir araya getiren, Türk sanatçısına ilerleme, gelişme ve yetenek ve emeğinin maddi ve manevi karşılığını alma yollarını açan "Canlı Aile Eğlence Programları"na yeniden dönsün..
Başka yolu yok, Efendim!.