Galatasaray'da önemli sayıda üyenin, Dursun'un 3.5 yıl daha iş başında kalmak için tezgâhladığı baskın seçime karşı olduğunu biliyorum.
Bunlar önce Mustafa Cengiz'e gitmişler ve "Adaylığını koyma. Tek başına girsin ki, bu seçimin Galatasaray etiğine aykırı olduğunu tüm camia görsün" demişler.
Dursun'a düğün bayram ettirecek bu sözde protesto şeklini Cengiz kabul etmedi, Allah'tan..
Şimdi o muhalif (!) guruptan tanıdıklarla konuşuyorum.
Kararlarını başka şekilde uygulayacaklarmış..
Kongreye katılmamak.
Katılımın az olması, protestoyu gösterirmiş.
Katılsa bile sandığa gitmemek..
Ya da sandığa gidip beyaz, yani boş oy atmak..
Bunların hepsi Dursun'un ekmeğine yağ sürecek protestolar..
Verilmeyen her oy, Dursun'a verilmiş demektir.
Her beyaz oy, Dursun oyudur.
Çünkü bu baskın seçim için tezgâhını kuran Dursun'un kontrol ettiği militanlar orda olacaklar ve oylarını kullanacaklar. Dursun'un oyları garanti.
Onun kulübün başında 3.5 yıl kalmasını istemeyenlerin tek seçeneği "Mayısta seçim yapacağım" diyen Mustafa Cengiz.
Cengiz'den hatta nefret bile etseler ki, böyle bir durum da yok, gene gidip oylarını "Mayısta seçim" yani Mustafa Cengiz için kullanmaları gerekir.
Beyaz oycular diyorlar ki "Dursun isterse 3.5 yıl için seçilsin.
3.5 yıl kalamaz nasılsa.. Biz imza toplar, Kongre kararı alırız." Bana masal anlatmasınlar.
Hangi imza?.. Kongre bile değil, Dursun'a biraz çeki düzen verme uyarısı için imza toplamaya kalktı, Galatasaray'daki felaket gidişi görenler, bine ulaşmadılar.
Ne imzası?. Ne olağanüstü kongre toplama hayali.. İşte önünde hazır kongre.. Git, oyunu kullan, devir, devirebiliyorsan!.
Ya çık erkekçe "Ben aslında Dursuncuyum" de.
Ya da Dursun'un 3.5 yıl daha bu kulübün başına çöreklenip, Ada dahil, son kalan malları, hatta kulübün kendisini satmasına yardakçılık edecek, "Beyaz oy" safsatasından vazgeçin, Beyler!.
Gidin Kongre'ye.. Devirin!.
Başka çare yok!.