Daha dört gün önce dört bakan yan yana oturup açıklamışlardı, Okul Servisi rezaletini önleyecek yeni kuralları.. Ortak alınmıştı kararlar..
Önce Fatih Altaylı, ertesi gün de onu destekleyerek ben sormuştum.
"Bu ülkede devlet yasağı üç gün sürer.. Şimdi ortada dört bakan var. Yarın bir olayda sorumlu kim olacak" diye..
İşte dünkü Sabah'tan bir haber..
"Yedi yaşındaki işitme engelli çocuk 6 saat serviste unutuldu."
Ne olmuş peki?.
Durumu fark eden anne polise gitmiş. Gözaltına alınan sürücüyü mahkeme serbest bırakmış.
Yani!. Eski tas eski hamam.. Çocuk geçen ay olduğu gibi, arabanın içinde sıcaktan ve havasızlıktan ölmeli ki olay ola.. (Oldu da ne oldu, bilen var mı?. Sürücü mü, hostes mi, okul müdürü mü?. Kim takibata uğradı, ne ceza aldı bilen var mı?. Bizim medyada fikri takip var mı?.")
Şimdi sorum ortak basın toplantısı yapan ve "Okul servislerinde bir daha böyle rezillikler olmayacak" diyen Milli Eğitim, Aile, İç İşleri ve Adalet Bakanlarına..
Tekirdağ'daki bu olayın sorumlusu kim?. Ölüm yok diye olay geçiştirilecek, kapatılacak mı?.
Tabii bir de İstanbul'da kanlısı tarafından Okul Servisinde vurulan sabıkalı şoför var. Allah rahmet eylesin de.. Hani servis sürücülerinin sabıka kaydı temiz olacaktı?.
Kim denetlemiş, kim izin vermiş acaba?. O izni verenlere soruşturma açıldı mı, Sayın Bakanlarım?. Açılmadıysa, hanginiz sorumlusunuz acaba, kararı alan ve açıklayan bakanlar olarak?.