Bu ülkede kim bilir nasıl alet edilmiş Lucescu ajanları olduğunu hep yazdım, yıllardır bilirsiniz..
Milli takım ya da üç büyüklerden hangisinin hocaya ihtiyacı olur gibi olsa, Lucescu adı ortaya atılır. Böylece zamanında bu ülkeye, Türkiyem'e en büyük hakareti eden, Cumhuriyetimi, Çavuşesku'nun zalim, sahtekâr ve soyguncu ülkesine benzeten adamın itibarı hep yukarda tutulur. Lucescu, bu haberleri çalıştığı ülke ve kulüpte maddi, manevi durumunu güçlendirmek için kullanır.. Ne karşılığında yazdırır bu haberleri?.
Onu bilmem..
Şimdi gene manşetlerde..
"Galatasaray'a geliyor!."
Bakın bu defa işin içinde bir gerçek payı var gibi geliyor bana da.. Hem de şiddetle..
Doğrudur, Lucescu'yu tanıyorum.. Medyamı tanıyorum.. Ama Dursun'u da tanıyorum..
Yarın, Galatasaray, İsveç'in köy takımına elenirse, hem de Sneijder'i yolladığından üç gün sonra elenirse, camiada neler olur, tahmin etmek için kâhin olmak gerekmez..
Dursun'u sadece başkanlıktan değil, Galatasaray Kongre üyeliğinden bile edebilecek bir fırtına kopacak.. Cuma sabahı Dursun'u kurtaracak iki şey var..
1- İgor'u kurban etmek.. Geldiği günden beri kurban vererek yaşadı zaten..
2- Gündemi değiştirmek..
Cumartesi sabahı gazeteler "İgor gitti, Luce geldi" manşeti ile çıkarlarsa, gündem Dursun'u mu tartışır, bunları mı?.
Bu Dursun, bu Luce'yi kenarda tutmayı önceden sağlamıştır.
Kulübün son on yılının hesaplarını incelettirip, dosyayı kenarda tuttuğu gibi..
Mahkemelerin hem de nasıl kararlarına rağmen, Koçarslan'a peşkeş çektiği Suada'yı kenarda tuttuğu gibi.
Dursun'u şutlayacak harekette imzayı 1000'de bırakan, 600 idealist Galatasaraylı daha çıkaramayan bu uyuşuk Kongre durdukça, Dursun bu oyunlarla duracaktır..
Galatasaray'ı batırana kadar!.