Terör denen şey, en basiti ile kural tanımamak, canının istediğini canının istediği yerde yapmaktır.
Trafikte terör vardır. Hem de polisin gözlerinin önünde suç işler, bile bile..
Bildiği, polisin ona müdahale etmeyeceğidir.
Etmez zaten.
Televizyonlarda terör vardır. Tüm yayınlar kayıt altında olduğu halde, RTÜK'ün kurallarını hiçe sayar, seyirciyi eşek yerine koyarlar. RTÜK'ün kılını kıpırdatmayacağını bilirler.
Kıpırdatmaz da RTÜK.
Hayatın her safhasında terör vardır, dönün bakın.
Gittiğiniz sinemada 35 dakika reklam olması, 10 dakika hava alma arasının 8 dakikasının gene karanlıkta reklamla geçmesi kural tanımazlık, terör değil midir?. Belediye ne işe yarar peki?.
Peki, sorumsuz sorumlularla yönetilen devletimizde kim mücadele edecek bu yaşadığımız her yeri ve anı terörize edenlerle?. Kim çağıracak sorumsuz sorumluları göreve..
Dördüncü güç.. Yani medya!. Yani biz!.
Bunca tehdit altındaki gazetemizde yaka kartlarını hâlâ takmayan, kapımızın önünü kül tablasına çeviren biz..
Bir asansöre binme adabını hâlâ öğrenemedik. Hâlâ aşağı inecekleri halde, her iki düğmeye de basıp, kapı açılınca utanmadan, sıkılmadan gözümün içine baka baka içeri giren, benimle onuncu kata çıkan ve ordan B1 katına zıkkımlanmaya giden, bunu yaparken de, insan gibi aşağı düğmesine basıp asansör bekleyen uygar meslektaşını eşek yerine koyan "Biz" öyle mi?.
Onlar bu utanmazlığa devam edecekler, ben her defasında soracağım!.
"Siz ne utanmaz yaratıklarsınız!.."