"Nankör kedi" diye bağırırız, kızdığımıza..
"Siz köpeğin sahibisinizdir, kedi sizin" demiş eskiler yüz yıllar boyu..
Sadece bizde değil, dünyada da inanış bu olunca, Oregon Devlet Üniversitesi bir bilimsel araştırma yapmış, Amerika'da.
Çeşitli cins ve türden bir gurup kedinin, yiyecek, kedi oyuncağı, kedi maması kokusu ve insan arasındaki tercihlerini kontrol etmişler..
Yüzde 37'si, yiyeceğe koşmuş.. Yüzde 11'i oyuncağa, yüzde 1'i de mama kokusuna yönelmiş..
Geri kalanlar, yani yüzde 50, insanların kucağını, okşamasını seçmiş iyi mi?
Araştırmayı yöneten "Yani kediler nankör falan değil. Bencil hiç değil.. Onlar da sevgi dolu, sevilmek isteyen yaratıklar. Sizi de, siz olduğunuz için seviyorlar.. Kedi maması konserve açanı olduğunuz için değil" diyor..
Bizim evin prensesi Yamuk'un (Yumak'tı adı, site içinde hayvan gibi süren bir "Eğitimli" çarptı, boynunu kırdı, ameliyatla kurtardılar ama Yamuk oldu.) en büyük zevki, ben öğleden sonraları okumak için uzandığımda gelip karnımda uyumak. Bahçedeki altı tane (Yeni doğan iki taneyle sekiz oldular) her sabah bahçe kapısına koşuyorlar. Beni görmeye değil, mama tabaklarına..
Okey.. Peki her öğlen, sokaktaki bahçe kapısında birikip beni niye bekliyor ve karşılıyorlar?.
Öğlenleri mama falan yokken?.