LigTV'yi, ekranı Fenerlilere teslim etmekle suçluyordum. Haklıydım da.. Yığınla Galatasaraylı tanıdığım sadece LigTV değil, DigiTurk aboneliklerini de iptal etmişlerdi, öfkelerinden..
DigiTurk'u Katarlılar alınca, Katar Büyükelçisi'ne bir açık mektup yayınladım ve "Tarafsız Yönetim" isteğini dile getirdim.
DigiTurk'u satın alan, uluslararası yayın kuruluşu beİN'den aradılar. Türkiye Ceo'su Yusuf El Abadi benimle yemek yemek istiyordu. Kabul ettim.. Buluştuk. İki saate yakın konuştuk.
Çok umutlu, çok iyimser izlenimlerimi yazdım ve..
Hem de nasıl hayal kırıklığı..
Yusuf Bey benimle alay etmiş meğer.. Yayının başına LigTV'nin bile ekrandan almak zorunda kaldığı en fanatik Fenerli Melih Şendil'i getirdi.
..Ve o Melih Şendil, hem de Ali Sami Yen Arena'da oynanan Galatasaray- Fener derbisinde iş ve ekran başındaydı iyi mi?. beİN sizlerle de alay ediyor, Galatasaray taraftarları, bilesiniz!.

*** Başakşehirli futbolcuların görev yapan aSpor kameraman ve muhabirine saldırıp, tekme tokat dövmeleri son yılların en utanç verici olayıydı..
Federasyon ve savcıların bu saldırı karşısında ne yapacaklarını merakla bekliyorum. Çünkü o tekme ve tokatlar, ayni zaman Anayasa teminatı altındaki fikir özgürlüğüne de atıldı.
Ama beklerken daha da ayıp bir şey duydum.
Hem de ne deneyimli, ne usta gazeteci Şansal Büyüka, beİN yayınında "Ama kameraman da, futbolcuya küfür etmiş, diyorlar" diye, durduk yerde saldırgan avukatlığına soyunmuş, iyi mi?.
Bu ayıp da beİN'e yakışır, Yusuf Bey!.