Bu hafta öykümüz, Güven Osma'dan..
Küçük Bruce'u sınıf arkadaşlarının hiçbiri sevmezdi. O kadar aptal ve beceriksizdi ki.. Hele öğretmenleri.. Her ders en az on defa "Bruce beni deli ediyorsun" diye bağırırdı, kadıncağız.
Bir gün Bruce'un annesi okula gelip, oğlunun durumunu konuşmak istedi. Öğretmen "Bruce tam bir felaket.. Bütün notları kırık.. Ben öğretmenlik hayatım boyunca böyle geri zekâlı bir çocuk görmedim" dedi.
Şoke olan anne, sadece oğlunu okuldan almakla kalmadı. Bir başka şehre taşındı üstelik.
25 yıl sonra, öğretmen ölümcül bir kalp hastalığına yakalandı. Tek kurtuluşu ameliyattı ve bu ameliyatı yapacak tek doktor vardı ülkede..
Başka çare olmayınca, öğretmen ameliyatı kabul etti. Ameliyat odasına aldılar, anestezi uzmanları. Uyuttular. Kadın gözlerini açtığında yoğun bakımdaydı ve yakışıklı bir doktor eğilmiş, gülümseyerek ona bakıyordu. Öğretmen teşekkür etmek istedi ama edemedi.
Birden yüzü mosmor oldu. Bir şey söylemeye çabaladı.. Olmadı. Elini kaldırdı. Ve aniden öldü.
Bu defa doktor şoke oldu. Her şey mükemmel gitmişken, ne olmuştu da kadın aniden ölmüştü. Etrafa bakarken, hastanede temizleyici olarak çalışan bizim Bruce'u gördü..
Elektrikli süpürgenin fişini takmak için, prizdeki kadının oksijen makinesinin fişini çekmişti.
Sakın olup da bana, "Ben aslında doktorun Bruce olduğunu düşünüyordum" demeyin..
O zaman sizin aklınıza da şaşarım!..