Eğer sende zerre yürek varsa, bu yazıyı okuyunca Sabah'a gelir karşıma çıkarsın!.
Öyle milletin kulağını sağır edecek kornaları basmak, arabayı üstümüze sürmek kolay.. Ama erkeksen gel, ne diyeceksen yüzüme söyle..
Evlerine fasulye parası götürebilmek için günde 18 saat direksiyon basan, kazandığının dörtte üçünü de "Plaka Mafyası"na teslim eden o çaresiz ticari şoför esnafının adını "Taksici Milleti"ne çevirenler, senin gibi, sokakları malları sanan kural tanımaz, insana ve çevreye saygı duymaz yaratıklar..
Bu kentte Trafik Müdürü olsa çoktan muma dönerdin ama, şimdi meydan sizin.. Gücümüz buraya yazmaya yetiyor. Belki bu defa, derneğinizin başkanı ilgilenir, mesleğin adına ihanet eden sana bir ceza verir.
3 Mart öğleden sonra, 15.30 civarı Tepecik Yolu'nda gidiyordum. İstanbul'un en çok kaza olan yoludur. Millet bu yolda gaza basar. Yan yollardan bakmadan çıkarlar. Hadi çarpışma..
Benim yardımcılarım tembihlidir. Meskun yerlerde yasal hızı aşamazlar. O hızla gidiyorduk. Sen tabakhane yolcusu arkamda durmadan korna çalıyordun. Meskun mahallin huzurunu bozarak, yürüyenlerin kulağını patlatarak.. Sonunda yol genişledi. Solladın ve sollar sollamaz üzerimize kırdın direksiyonu.. Kornayla sövmen yetmedi, bir de ders vermeye kalktın utanmadan.. Ama Ercan senin bu insanlık dışı davranışını bekliyordu, hazırlıklıydı. Kazayı önledi. Ama sen korktun, kaçtın, defolup gittin..
Hadi kaçamaya devam et, bakalım!.