Sabah Okur Temsilcisi İbrahim Altay'ı yürekten kutlarım.. Dün sabah anlayana iki enfes uyarı yaptı..
Birisi, duyduğuna bir de kendinden katıp "Bodrumdaki uçak" diye haber uyduran meslektaşımıza..
"Her duyduğunuzu yazmayın. Bi zahmet araştırın, soruşturun" diyor..
Benim mesleğe başladığım yıllarda böyle yazılara gerek kalmaz, uyduran anında kovulurdu çünkü..
İkincisi..
"Basın bültenlerine imza atmayın!.."
Bu daha da yüz karası:.
Belirli PR ajansları, belirli gazetecileri, genelde köşe yazarlarını, nerdeyse ülkede yaşayamaz hale getiren davetleri sıralıyorlar.. Gebe kalan gazeteci (!) de, onlardan gelen her bülteni, gazetesine koyuyor..
Altay "Bari imzanızı koymayın, ayıp" diyor..
Ayıp mı kaldı, Altay kardeşim..
Gazeteleri siyasal haberler dalında nerdeyse PR şirketleri ve ajanslar yapıyor..
"Ajans haberini, başlığını bile değiştirmeden, yollanan resim ve yollanan yazıya aynen imza atarak sayfaya koyanları" ne zaman yazacaksın diye merak ediyorum..
Ayni başlıkla, on ayrı gazetede, on ayrı imza ile ayni haber nasıl oluyor, yahu?.
Valla ben okurken utanıyorum..
Onlar imza başına prim alıyorlardır.