Bunlara sakın "Bursalı" demeyin.. Bunlar bir avuç it.. Ruh hastası.. Topu topu bir otobüs dolusular.. Ve bunlar her devirde varlar..
Ben "Bursa" insanını çok iyi bilirim.. Onlar kadar dost, onlar kadar misafirperver, onlar kadar sevgi dolu insana çok az rastlarsınız..
Gençlik yıllarımda bir ara her hafta sonumu geçirmeye Bursa'ya giderdim..
Bursa insanının sıcaklığına, öylesi..
Okullarına çağırdılar, sohbete..
Gittim. Tıklım tıklım..
Kitap imzalamaya çağırdılar gittim. Hem de yağmurlu günde Allah sizi inandırsın, 1.5 kilometre kuyrukta bir saat beklediler..
Sonra maça gittim.
Bursa, Galatasaray'ı 1-0 yendi. O zaman telefon yazdırıp bekliyorsun.
Nihayet bağlandı.
Yazımı yazdırdım.
Çıktım. Kapıda nurlar içinde yatsın Orhan (Mizanoğlu) bekliyor.
Beraber İstanbul'a döneceğiz.
"Kusura bakma, beklettim" derken, karşı kaldırımda 20-30 kişi var.. Dağılmamış bekliyorlar..
İçlerinden biri bizi gösterip bağırdı.
"Bu i..'ler Galatasaraylı.." Bize doğru yürümeye başladılar.. Orhan "Bunların niyeti kötü" dedi.. Biz de uzaklaşmaya başladık. Biz hızlandık, onlar hızlandı.. Bir koşmaya başladık. Onlar koşmaya başladı.. Yakalanmamız an meselesi. Ondan sonra!..
Dehşet içinde aramızdaki mesafenin nasıl azaldığını görürken, yanımızda bir taksi yavaşladı. Şoför içerden uzanıp kapıyı açtı ve "Atlayın" dedi..
Hayatımızı o sürücüye borçlu olduğumuzu kaç defa yazdım..
"Nereye" dedi..
"Yalova'ya" dedim..
O itler Bursalı değillerdi..
Ama o holiganlar, her kulüpte, her kentte olduğu gibi her yerde ve hâlâ varlar..
Vali ve Emniyet Müdürleri ve de savcılar, 6222 sayılı yasayı uygulamaktan çekindikleri sürece hep de var olacaklar..
Benim sevgili Bursalılarım, Onlar adına sizlerden özür dilerim!..