Sevgililer Günü özel programlarını artık 14 Şubat gecesine yığmıyorlar, şubata yayıyorlar.. Çok da iyi ediyorlar.
Böylece on güzellikten birini seçmiyorsunuz. Birine giderken aklınız ötekilerde kalmıyor..
İki Sevgililer Günü gecesi yaşadım..
Biri TİM'de.. Erol Evgin..
Aslında aralık için düzenlenmişti ama, sonunda şubata kaldı işte..
Nasıl harikaydı Erol.. 9 kişilik tabanca gibi orkestra.. Üç harika vokalist.. Üç kuşağın ezber bildiği Melih Kibar/ Çiğdem Talu şarkıları ile Erol.. Tabii, Türk popunun, alaturkanın ve Anadolu'nun en seçme ezgileri ile genişlemiş, doyulmaz müzik ve Erol'un yaşanmış anıları, türküsünü okuduğu bölgeye göre fıkraları ile seyirciye kahkahalar attıran sunumu..
Erol, ülkemin en büyük eğlendiricilerinden..
"Eğlendirici!." Bu lafa dikkat..
Eğlendirme'nin içinde ağlatmak da var.. Hüznün lezzeti başka..
Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'nı yönettiği, Ankara Garı'ndaki o tek telsizin olduğu Direksiyon binasında, iki katlı taş duvarlar arasında üşütmesi ve uzaktan akrabası, ama ona deliler gibi âşık Fikriye'nin günlerce sabahlara kadar beklemesi ve ona çok sevdiği "Manastır'ın Ortasında" türküsünü söylemesi..
İkinci gecem..
İş Sanat'ta.. İlhan Şeşen ve Sunay Akın!.. İki büyük, iki emsalsiz doğaçlama ustası.. Karşılıklı konuşarak, anlatarak, araya İlhan'ın şarkılarını katarak nasıl bir gece yaşattılar bize..
Sunay'ı bilirim.. İstanbul'da bir gün kalırsa bayramdır. Yahu ne zaman geldi.. Ne zaman planladılar?.
Ne zaman hazırlandı, prova yaptılar..
Gecenin sonunda mest, kulise koştuğumda ben sormadan Sunay anlattı..
"Hocam, bu gece ilk defa burda buluştuk desem yeridir.. Her şey doğaçlama oldu.. Ne ben onun söyleyeceği şarkıları biliyordum, ne o benim anlatacaklarımı.." İlhan "Söyleyeceğim şarkıları bile doğaçlama seçtim" dedi, iyi mi?.
Size bir şey diyeyim mi?.
İş Sanat da, TİM de tıklım tıklım doluydu..
İkisi de bu konserleri tekrarlamalı..
İkisi de daha kaç gece dolar, inanın!.