Süresi tam 2 saat!.. Temposu olabilecek en yavaş.. Ne bir aksiyon sahnesi var, ne de bir aşk hikayesi..
Ama bittim, bayıldım, Lion filmine.. Bir Amerikalı eleştirmeni okudum, filmi seyrettikten sonra..
"Bu filmi izlerken etkilenmeyen insan değildir" diyor..
Öyle duygusal.. Duygusallığın doruklarında geziyor, ama zerre duygu istismarı, zerre göz yaşı döktürme çabası yok..
Başından sonuna insancıl..
Başından sonuna insancıl olunca, insan ağladığını ancak ışıklar yanınca anlıyor..
Bir başka Amerikan eleştirmeni "Bu filmde akıtılan göz yaşlarını silmeye dünyanın bütün kağıt mendilleri yetmez" diyor..
Ben filmi herkese, ama herkese yürekten tavsiye ediyorum.. İnsanlığının giderek unutulduğu dünyamızda böyle şeylere ihtiyacımız var çünkü..
Gidin, hüzünlenirken gülün. Gülerken hüzünlenin..
Öyle çarpıcı sahneler var ki.. İnsanı çarpar.. "İnsan"ı!.
Oyunculuk müthiş.. Nicole Kidman'dan binlerce çocuk arasından seçilen o küçük Hintli'ye kadar, herkes ama herkes..
"Oynuyor" diye getiremiyorum cümlenin sonunu.. Oynar gibi değil hiç iri çünkü.. Bu kadar sade, bu kadar abartısız ama bu kadar "İnsan" gibi oynanır bir rol ancak..
Üzerinde sayfalar yazabilirim, ama yetmez..
O zaman gidin, görün, sayfaları siz yazın!.
Son bir not.. Film, yaşanmış bir olaydan çekilmiş.. Onu da unutmayın!.