Engin Cezzar'ın ölüm haberini okurken alt yazıda içim cız etti önce.. Sonra kendi kendime mırıldandım..
"Teşekkürler Gülriz.."
Yarım asırdan fazladır bildiğim, çeyrek asırdan fazla tanıdığım sohbet ettiğim büyük sanatçının, felçli yaşadığı son yıllarını mümkün olacak en mutlu geçirmesini sağlamak için kendi yaşamını feda eden Gülriz Sururi'ye minnet!. Şükran!.
Karı koca, ikisi de efsanelerimdi, Cüneyt- Ayten Gökçer gibi..
Engin'i ilk izleyişim Ankara Koleji salonundaydı. Robert Kolej tiyatrosu Ankara'ya gelmişti. Engin baş roldeydi..
15 miydi yaşı o zaman acaba?. Ama aklımda kalmış. Çünkü çok iyi oynuyordu. Sonra Amerikalara gitti. Döndü, Muhsin Bey onu Hamlet rolünde oynattı. 23 yaşında, en genç Hamlet'ti, tiyatro tarihinin en ünlü rolüne çıktığında.. Ama benim efsanem oluşu Keşanlı Ali ileydi. O oyuna aslında, Sokak Kızı İrma'da izlediğim ve bayıldığım Gülriz için gitmiştim.. Gülriz de harikaydı, Zilha rolünde ama, Keşanlı'da Engin, Kenef Bakıcısı Teyze'de Semiha Berksoy harika üstü, dünya çapındaydılar.. Ve de Haldun Taner'in enfes oyununu, Yalçın Tura, nasıl unutulmaz bestelemişti.. Gençlik Parkı'nda açık havada oynanan oyuna, oynadığı gece kadar gittim, desem inanın. Şarkıların çoğunu ezberledim. Öylesi..
Keşanlı Ali bitti, Ama Keşanlı Engin doğdu.. O Engin ölümsüzleşti.