LigTV dönemi sona erer ve Bein devri başlarken ne umutluyduk, dünya çapında bir spor yayın ağına sahip yeni patronlar, uluslararası deneyimlerinden elde ettiklerini Türkiye'ye de getireceklerdi. Öyle umuyorduk..
Ama şu anda nasıl bir hayal kırıklığı içinde olduğumu anlatmam zor..
"Daha dün bir, bugün iki, az sabırlı ol" diyebilirsiniz..
Demeyin..
Adam olacak çocuk..
Sadece dekoru değiştirip LigTV'nin tüm rezilliklerini devam ettiren, hatta daha da kötüsünü yapan bir kurumdan nasıl umutlu olabilirsiniz?.
RTÜK denen ne yaptığı, ne işe yaradığı bilinmez garip kurumun, onca elle bir uçkuru toparlayamayışından istifade eden LigTV seyirciyi eşek yerine koyan, futboldan nefret ettiren reklam arası futbol anlayışı ile tüm canlı yayıncılık ilkelerini ihlal etmeyi kural haline getirmişti.
Sonunda futbol reytingleri tepe taklak düştü.
Bein o yanlışları aynen sürdürmekle kalmadı, daha da beterini yaptı..
Bir örnek vereyim..
Fanatik Fenerbahçeliliğini, naklen yayınlarda spikerlik yaparken bile saklayamadığı için Fener hariç tüm taraftarlarda nefret duyusu yaratan, yığınla dekoderin iptaline sebep olan ve bu yüzden arka plana çekilen adamı, saatler süren maç öncesi yayınlarını yönetmekle görevlendirip "Baş Masa"ya oturttu.
Bu adeta yayınlara "Bein Fenerbahçelidir" damgası vurulmasıydı.
Ayni adamın sunuculuk yaptığı saatler boyunca defalarca "Haberci" taklidiyle banka reklamlarına çıkmasına da göz yumdu.
Dahası RTÜK adlı garip kurum da kendi belirlediği reklam kurallarına aykırı bu duruma göz yumdu ve yummaya devam ediyor. Ekranda suç var, aldıran yok..
Maç yayınları daha da berbatlaştı.
Maç devam ederken, kesip tekrarlara girmek rezaleti iyice komikleşti..
Canlı yayının nerdeyse yarısı tekrarla geçmeye başladı.
Futbolcuyu tanımayan, önündeki oyuncunun adını yanlış söyleyen, faule "Taç", taca "Korner" diyen garip spikerler türedi.
..ve sonunda..
Elindeki kısıtlı görüntü ile Rıdvan Dilmen tek başına Bein maç sonu yayınlarını vurdu..
Bu durumda ben neyi, niçin bekleyeceğim ki, sabırlı olayım?.