"Cüneyt Çakır dünya çapında olabilir, ama Türkiye'de on para etmez.
Çünkü eyyamcı" diye durmadan yazdığımı okur ezberlemiştir.
En yaranmaya çalıştığı kişi de gücünü bildiği Aziz Yıldırım'dır. Aziz de bunu bildiği için geçen hafta yaptığı ve Cumhuriyet Savcılarının seyrettiği "Suç" konuşmasında durup dururken Cüneyt Çakır'a saldırdı.
Cüneyt de, Aziz Ustasına yaranmak için, Galatasaray maçında durup dururken bir penaltı yaratıp, zaten Teknik Adam özürlü Galatasaray'ı durdurdu.
Penaltıyı yarattı, çünkü dünya futbol tarihinde bir ilke imza atıp kendini vurdu.. Yardımcısı da, kendisi de golü verdikleri halde, itiraz üzerine Yasin'e gidip "El var mı" diye sordu. Sorduğu adam, Galatasaray'ın en yalancısı.. Yanından rüzgâr geçse kendini yere atan, faul, penaltı, kırmızı kart bekleyen adam.. Buyrun.
Sonra penaltısından da rahatsız oldu. Bu defa Galatasaray'a eyyama girişti. Hakan'a kırmızı kartı geciktirdi, sonunda mecbur kaldı da attı.. De Jong en az üç defa atılmayı hak etmişti, atmadı..
Bülent Yıldırım, Başakşehir maçında verdiği penaltı dahil, Fener kazansın diye çırpınan adam oldu. Kendini Olimpiyat 100 metre serbest yarışında suya dalar gibi harika yere atan Fernandao'ya hak ettiği sarı kartı göstermedi. Alper'den sarı kartını esirgedi. Tüm yorum haklarını Fener lehine kullandı. Kullanmasa da Başakşehir'in başta, Teknik Direktörleri ve kaptanları zerre kazanma niyeti yoktu, o ayrı..
Ama Aziz konuştu, hakemler muma döndü..
Ligin sonunu gördük..