Pazar Neşemiz, Kazım Baba'dan kalan dosyadan çıktı bu hafta.. Yeni yılın ilk pazarında, nurlar içinde yatan, büyük dostu analım, bu vesile ile..
***
Böyle şeyler, fıkralarda olur.. "Nasıl olur canım, falan demeden, keyfinize bakın.. "Irkçılık, mırkçılık" duygularına da kapılmayın sakın. Bu mizah!. Gülmek için..
Çeşitli milletlerden ikişer erkekle, birer kadın, uçsuz bucaksız okyanustaki ıssız adalara düşmüşler. Her millet bir araya tabii..
Bir yıl sonra, adalardaki durum şöyle..
Bir İtalyan erkek, diğer İtalyan erkeği, İtalyan kadın için öldürdü.
İki Fransız erkek ve bir Fransız kadın mutlu bir üçlü ilişki yaşıyor.
İki Alman erkek disiplinli bir şekilde haftalık programa göre sırayla Alman kadını ziyaret ediyorlar.
İki İngiliz erkek, onları İngiliz kadınla tanıştıracak birilerini bekliyor.
İki Kübalı erkek, önce uzun uzun okyanusa sonra uzun uzun Kübalı kadına baktıktan sonra yüzerek kurtulmaya karar verdiler.
İki Japon erkek, Tokyo'ya mesaj çekti ve talimat bekliyorlar.
İki Çinli erkek, bir çamaşırhane açtılar ve ucuz işçileri olsun diye de Çinli kadını hamile bıraktılar.
İki Amerikalı erkek intiharı tartışıyor çünkü. Amerikalı kadın sürekli olarak vücudundan şikayetçi, feminizmin doğasını tartışıyor, nasıl erkeklerin yapabildiği her şeyi yapabileceğini anlatıyor, orgazmın gerekliliğini konuşuyor, ev işlerini paylaşmayı şart koşuyor, palmiyelerin nasıl şişman gösterdiğinden yakınıyor, eski sevgilisinin onu nasıl bu iki erkekten daha iyi tatmin ettiğini her fırsatta tekrar ediyor.
İki İrlandalı erkek adayı Kuzey ve Güney'e böldükten sonra bir içki fabrikası kurdular ama hayatlarında seks var mı hatırlamıyorlar. Çünkü beş litre Hindistan cevizi viskisinden sonra hatırlamak zor.
(Türkler mi?. Fıkranın orijinalinde yok. Bir şey bulur da bana mail atarsanız, bakarız..)