Dün sabah kalkınca, elim kırılsın, alışkanlık gene haber kanallarını tıkladım.
Hepsinde gene kırmızı yazı..
"İzmir'de Ortaköy soruşturması başladı.."
Yahu, bu yayını kesecek kadar önemli haber mi?.
Suikastçı yakalanana dek, bu ülkenin her metre karesinde araştırma, soruşturma yapılması, gözaltılar olması doğal değil mi?.
Peki o zaman nedir bu "Halkı heyecana sevk etme" suçu!.
Suç ya!.. Yaptığınız suç..
Ortada fol yok yumurta yok, sıradan bir haber varken, "Kırmızı Ekran" niye, Allahın gazetecilikten habersiz kulları!.
Felaket Tellallığı kolay, ucuz, masrafsız, zahmetsiz değil mi?.
Bas "Kırmızı"yı ekrana, millet "Gene ne oldu" diye dehşete kapılıp baksın..
Sabah sabah bas kırmızıyı ekrana ki, senin haber kanalının daha uykudan uyanmadığını, bir gece evvelden kalan haberler ve o günkü gazetelerden utanmadan kopya ettiğin 24 saat evvelin haberleri ile güne başladığın ayıbı ekranda sırıtmasın!.
Ortaköy soruşturmasının devam etmesi, "Kırmızı"yı geçin, "Haber" bile değildir..
Etmesinden normal bir şey var mı?.
Bundan sonra, Ortaköy'le ilgili yayını kesecek, Son Dakika olacak sıcak gelişme, katilin yakalanmasıdır.
Bir yerde kıstırılır, operasyon başlarsa, oraya gidip, canlı yayın yapmaktır.
Ötesi palavra..
Anladınız mı!. Palavra!.
Peki niye atlıyorsunuz palavraya, hepiniz birden!.
Çünkü biri yapıyor.. Her müdürün odasına bütün haber kanallarının ekranları var ya.. Bakıyor birinde "Kırmızı Haber.." Anında emir veriyor..
"Bizim ekranı da hemen kızartın.." Habercilik değil, gördüğünden göz kirası..
Amaç fark yaratmak değil, ötekinden geri kalmamak.
Amaç, fark yaratmak değil, sürüden biri kalmaya çabalamak!.