Sabah'taki sevdiklerimin başında gelen Sinan Özedincik kardeşim bir süredir Günaydın sorumluluğunu, Şengül kardeşimden (Balıksırtı) devraldı.
Şengül şimdi sadece hafta sonu eklerine bakacak. Onları daha ileriye götürmek için kullanacak tüm zamanını..
Şimdi Sevgili Kardeşim Sinan'a, kimselere anlatamadığım bir kuralı tekrar edeceğim "Hayırlı olsun. Başarılar dilerim" derken..
Bak Sinan, Gazete okunmak içindir, bakılmak değil. Gazete sayfalarını evvelden "Sekreter" dediğimiz gazeteciler çizerdi.. Onlar gazete sayfaları yaparlardı, mesleğin içinden geldikleri için..
Sonra iş büyüdü.. Renkli, ofset derken bilgisayarlı gazeteler geldi.
Sayfa çizme işi de gazetecilerden alındı, ressamlara verildi..
Yani o gün aslında "Tüfek" icad edilmiş oldu.
Tanıdığım en iyi sayfa ressamı, 151 bin tiraja ulaşan Erkekçe'nin sayfalarını çizen Mustafa Eren'di..
Ercan tanıştırmıştı.. Gelişim Yayınları ressamlarındandı..
Bir tek şey söyledim Mustafa'ya..
"Bu Erkekçe, bakılacak değil, sanılanın tam tersine okunacak dergi olacak.. Yüksek tiraja ulaşmanın yolu, herkesin bir yerden bulabileceği kadın resimleri basmak değil, herkesin yanında korkusuz taşıyacağı, eve endişesiz götüreceği 'Okunacak' bir dergi yapmaktır.
İçerikten biz sorumluyuz..
Sen sayfanı çizerken, okumayı asla zorlaştırmayacak, okuru sayfadan koparmayacaksın.
Öyle eğik, yan başlıklar yerleştirmek yok.. Okunmaz dişi yazılar kullanmak yok..
Ressamlık, bunları yapmadan sayfayı güzel göstermektir. Senin çizdiğin sayfaları biliyorum.. Bunu başaracak çaptasın" dedim.
Mustafa aynen uyguladı "Kolay okunur olma" ilkesini ve de en güzel sayfaları yaptı..
"Elbisem gösterişsiz olunca süsüm tamam olur" diyen Cyrano de Bergerac gibi..
Sevgili Sinan, Senin tasarımcılarının hiçbirinin çizdikleri sayfayı ertesi gün okuduklarını sanmıyorum.
Okusalar, yapmazlar..
"Efendim şurası bir gölge istiyor.
Resim yok. O zaman yazının tümünü gölge yapalım. Dişi olsun.." Öyle sayfayı babam da çizer, kimse darılmasın..
Ben bunlara "Mastürbasyon sayfası" diyorum, Sinancım..
Günaydın ekinde en okuduğum yazarların başında geliyor, Ayşe..
"O cep telefonunu alıp.." yazısını okuyamadım. Açık mavi içine beyaz yazı.. Zorlarsan okunur..
Başlık fevkalade güzel.. Ama daha ilk paragrafta okuma zevkini yitirdim. Dişi harflerle okuma akıp gitmiyor çünkü.. Attım elimden gazeteyi, öfkeyle..
Ayşe'ye sanki kastın var!..
Kızın yazıları on para etmez de, sen sayfa güzel görünsün diye uğraşıyorsun sanki..
"Atro Fun Fest" diye başlık..
O zaten bulmaca gibi.. Yazı da gri üzerine beyaz.. Yani "İyice okunmasın" inadı gibi..
Sinan, Ben senin yerinde olsam, sayfalarda mastürbasyonu yasaklarım..
Gazetelerin hemen hepsi her gün kara haberlerle doluyken, magazin sayfaları daha da önem kazanır. Biraz rahatlamak isteyen okur o sayfalara dalar..
Onun bilincinde ol. Hem güzel, hem kolay okunur sayfalar yaptır.