Önüne gelen Beşiktaşlı dostum heyecanla soruyor.. "Benfica maçı ne olur?." Hepsine ayni yanıtı verdim..
"Bu maçtan bile korkuyorsanız, Şampiyonlar Ligi'nde ne işiniz var?."
Beşiktaş bu yıl, Şampiyonlar Ligi'nde final oynayacak bir kadroya sahip.. Asıl önemlisi.. Avrupa takımları artık eskisi gibi değil. TV'lerimiz veriyor.. Barcelona'nın, Bayern'in ve ötekilerin hallerini görüyorsunuz..
Tamam.. Beşiktaş'ın da halini kümede kalmaya savaşan Adana önünde gördük..
Ama o Beşiktaş'ın değil, hayatı boyu korkak Şenol Güneş'in haliydi.
"Rakip on kişi, bırak gidelim hocam" diyen futbolcular.. Onları dizginleyen "Kontrollü oynayın" diyen de Şenol!. Onun dilinde kontrollü oyun "Geri çekilin" demek..
Yaptığı değişiklilere bakın.. Üçü de hücumdan alıp, savunmaya eklemeye yönelik..
Saha kenarında nasıl panik halinde olduğunu ekranda izledik.
Kendi sahanda, 10 kişi kalmış 17'nciye karşı galip oynuyorsun ve hocan panik içinde.. Oyuncu saha içinde ne hale gelir..
Öyle panikteki Şenol, sahanın en iyisi, Beşiktaş'ın galibiyetinde baş rolü oynayan, nihayet eski günlerine dönmüş Oğuzhan'ı pas vermediği için tribünlere hedef gösterir gibi azarlıyor..
Ben delikanlının yerinde olsam çıkar giderim.
Oyuncu psikolojisinden bu kadar anlamayan, kendisine bakan her Beşiktaşlı futbolcuyu çökerten bir Hoca!. Ne demek bu?.
Bu mu medyamın yere göğe koyamadığı Hoca..
Şenol Güneş içindeki korkuyu atarsa, atabilirse, insan ve takım nasıl yönetilir, öğrenirse, Beşiktaş Şampiyonlar Ligi'nde final oynar..
Bugünkü Şenol'la da, Benfica maçından bile korkar!.