Yılmaz Erdoğan'ın o dünyalar güzeli (Yoksa hala görmediniz mi), Ekşi Elmalar filminde unutulmaz bir laf vardı..
"Bizim millet 'Olmaz' demeye bayılır. Olmadığı zaman da sevinir, 'Ben dememiş miydim' der.." Hafta arasında, insan haklarına aykırı olarak konan "Deplasman Yasağı"nın kalkmasına karşı olanlar öyle şeyler söylediler, öyle şeyler yazdılar ki, okurken, dinlerken "Ben dememiş miydim" lafını ne kadar keyifle edecekleri gözlerimin önünden geçti.
Maçın olaysız geçmesi için, başkanlardan başlayıp yöneticilere, İstanbul İl Spor Başkanı Vali'den, güvenliği sağlamakla görevli Emniyet Müdürüne, tribün liderlerine, hatta 6222 sayılı Sporda Şiddeti Önleme Yasası savcılarına varıncaya dek, yapılması gerekenleri söyleme durumundaki yorumcuların bazıları tam tersini yaptılar.
Galatasaray Başkanı yukarda Allah var, çok eleştirdim onu, ama harika bir yöneticilik örneği verdi bu konuda.. Yumuşayan havayı sonuna dek destekledi ve daha da yumuşatmak için çırpındı, Fener Başkanı ve yanındaki fanatikler, tek eylem ve söylemde bulunmaz, "Uğursuz Çağrılar"da bulunanları bu tavırları ile adeta desteklerken..
Ama ben, Kadıköy seyircisine güveniyorum..
Futbolun ve sporun tadını kaçıran deplasman yasağını kaldıran kararı hak ettiklerini göstereceklerdir.
Deplasmana gelen 5 bin Galatasaraylı da öyle..
Maç sahada oynansın, sahada bitsin, sporseverler!.
Bizi birbirimize düşürmek, düşman etmek, kin ve nefret tohumları ekerek bölmek isteyenlere fırsat vermeyelim.
Rekabet dünyanın en güzel ve en faydalı şeyi.. "Ezeli rekabet"i "Ebedi Düşmanlık" diye değiştirmek isteyenlere bir kere daha alet olmayalım..
Ben yarın gece maçı Fenerli dostlarımla izleyeceğim..
Tabii takılacağım onlara.. Onlar da bana takılacak.. Ama ekran önünde keyifli iki saat geçirip, maçtan sonra sonuç ne olursa olsun, kucaklaşıp ayrılacağız..
15 yıldan beri yaptığımız gibi..