İstanbul Modern'de... Yazması, anlatması zor bir sergi... Gezmesi bile zor!.. Alışılmışın dışında... Başlıyor ama bitemiyor. İlk birkaç eseri izliyor, biraz ilerliyorsunuz sonra birden, birkaç dakika önce baktığınız eserle bir şey çağrışım yapıyor, hatta laf atıyor. Dönüp, yeniden başlıyorsunuz. Kafanızdaki kurgu değişiyor, açı değişiyor, yorum değişiyor. Haydi, sil baştan... Yeniden başlıyorsunuz!.. Görsellik mi, oyun mu, isyan mı, yoksa köşe kapmaca mı?
Müthiş bir sergi gerçekten!.. 23 Ekim'de kapanacaktı, uzatıldı. 27 Kasım'a kadar izlenebilir.
"İçinde Kim Var?"
İnci Eviner Retrospektifi... Adı "retrospektif" ama sergi gerçekten geçmişe bakış mı, yoksa deney mi, arayış mı, yüzleşme mi? İlk kez bir sergiyi gezerken, eserlerin ötesini, hatta sanatçının yaşını merak ettim, o yılları gözümde canlandırmaya çalıştım.
1956 doğumlu, Ankaralıymış!.. Doç. Dr. İnci Eviten, Has Üniversitesi öğretim görevlisi... Yurtdışında, dünyanın ünlü müzelerinde kişisel ve grup sergilerine katılan, adından söz ettiren bir sanatçı... Ama gezerken mutlu muydum, bilmiyorum. Merak ve tedirginlik arasında gidip geldim, nedense...
Sanatın, estetiğin, hatta sanatın geçmişinin çok sübjektif bir yorumu gibi... "Öncü sanatçı" diye tanımlanıyor, çok çeşitli ilgi alanlarını yoklayarak araştırmalar yapmış.
Desen ön planda... Resim, heykel, video ve fotoğrafla sanat yaşamının 30 yılı aşan süreci içinde toplumsal ve kültürel bir gezi yapıyorsunuz ve aklınızda sorularla salondan çıkıyorsunuz.
Sonra İstanbul Modern'in, tadilat nedeniyle gemilerin yanaşamadığı, deniz üzerindeki balkonunda kahvenizi içerken düşünmeye başlıyorsunuz... Keşke bu sergiyi tanınmış seramik sanatçımız Candeğer Furtun'la birlikte gezebilseydim...