Bu mesleğin en güç koşullarda çalışanlarından olduklarını yakından bildiğim için, magazin yazarlarını genelde çok savunduğumu da okurlar bilirler..
En çok rahatsız eden, tartışılan türleri paparazziler dahil yanlarında oldum..
Genel alandaki özel yaşamın haber olduğunu savundum, hep..
Ama fena halde kızdığım bir yanları var..
Fotoğrafı çekip altına haber uydurmaları.. Hele fotoğraftaki şu veya bu sebeple kızdıkları biriyse, ille de aleyhine haber üretmeleri..
Hafta içinde, Bodrum'daki bir konser dolayısı ile verilen Yüksek Sosyetik Konser her gazeteye nerdeyse yarım sayfa haber oldu. Güzel.. Güzel de birisinde Serdar Bilgili ile Nazlı Çelik'in tek tek çekilmiş resimlerinin altında "Eski karı koca bir araya gelmemeye çok dikkat ettiler" diye yazıyordu.. Hemen arkasından elime aldığım gazetede ise, Bilgili ile Çelik sarmaş dolaştı ve "İkili karşılaşınca öpüşerek kucaklaştılar ve sohbet ettiler" haberi vardı.
Defne Samyeli.. Gazeteci üstelik. Kızı ile resmini çeken muhabirlere bağırıp çağırmış. Haber öyle.. Mesaj attım. "Sen de mi Brütüs" diye.. Aradı..
"Beni bunca yıldır tanırsın. Benden böyle bir tavır nasıl beklersin" dedi. Öyle bir olay yok. Röportaj istemişler. Defne vermemiş. Kızıp o haberi yapmışlar..
Kızıp, benzeri haberi de ülkenin en sevilen oyuncularından Mert Fırat için yapmışlardı.. Paparazzilere kızmış, bağırmış, öfke ile hesap isteyip mekanı terk etmiş..
İyi, güzel, tamam da, ertesi gün Mert'in açıklaması geldi..
"Yahu o mekanın sahibi benim. Nasıl öfke ile hesap isterim.."
Ötesini hesaplayın..
Bunları yapmayın sevgili arkadaşlarım.. Resminizi çekin ama altını da doğru yazın ki, sizi savunmaya devam edebileyim..