Evet.. Yıllardan beri deplasman yasağının kalkması için çırpınan ve "Biz kaldırılması kararı aldık" diyen Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ'ı yürekten kutlayan ben, sözümün bir bölümünü "Aziz Yıldırım denen kişi, Başkan kaldığı sürece" koşulu ile geri alıyorum.
Deplasman yasağı, bu kişinin başkanı olduğu kulüp için devam etmeli..
"Fenerbahçe" demeye dilim varmıyor. Çünkü ben Fenerbahçe'yi çok severim. Hayatımın en değerli kişileri sıralamasında yığınla Fenerli var. Tanıdığım, dost, arkadaş, hatta kardeş olduğum pek çok Fenerli sporcu var..
Ben, "Fenerbahçe olmasa, Galatasaraylı olmanın tadı olmazdı" diye düşünenlerdenim..
Bu yüzden "Fenerbahçe demek ben demek.. Ben Fenerbahçe'yim" havalarında 19 senedir ortalarda gezinen bu kişi yüzünden, ezeli rakip, ama ebedi dostlarımı incitmek, üzmek istemem.
Niçin "Aziz nam kişinin Başkanı olduğu kulüp için" devam etmeli yasak?.
Çünkü bu adamın 6222 sayılı Sporda Şiddeti Önleme Yasasını hiçe sayarak (Cumhuriyet Savcıları nerdesiniz?. Aziz devrinde Fenerbahçe'ye üye yapılanların çoğu meslekten ihraç edildi, kaçtı ya da içerde.. Ben bugünün savcılarına hitap ediyorum) hem de yayın yolu ile, hem de iki kanalda birden yurt çapında nifak, kin ve nefret saçan bu adamın laflarına kapılacak holiganlar, ya da durumdan vazife çıkaracak, belki de organize olacak kişiler, Türk sporuna, ülke çapında çok büyük acılar ve utançlar yaşatabilirler.. Ülkemizin zaten içinde bulunduğu süreçte, bu birlik ve beraberlik günlerinde IŞİD, FETÖ, PKK terörü yetmezmiş gibi, bir de "Aziz Terörü" yaratmanın alemi yok..
"Ülke çapında" sözcüğüm abartma değil. Galatasaray, Trabzon ve Bursa'ya yönelik çirkin ithamlar ve bu kulüplerin ülke nüfusunun yarısını aşan taraftarlarının yurt düzeyine nasıl yayıldığını düşünün..
Deplasman Yasağı sadece Aziz'in Başkan olduğu kulüp için devam etmeli.. Sadece onun.. Gavura kızıp oruç bozmanın alemi yok!.
Bir de teessüflerim var tabii.. Oğuz Haksever gibi deneyimli saygın bir gazetecinin, A'dan Z'ye çanak, tertip, kurgu olduğu izlenimi veren bu röportaja alet olmasına nasıl üzüldüğümü tahmin edemezsiniz...
Kenan (Onuk), Haşmet (Babaoğlu) ve benim 14 yıldır devam eden 90 Dakika'mızı bir gecede sona erdiren, Erman Toroğlu'nu, efsane yaptığı Maraton programından kovduran güç (!), Oğuz'u da mı korkuttu acaba?.