Tadına doyulmaz bir konser daha izledim, Enka Açık Hava'da, burayı kuran Şarık Ağabeyimin sağlığına bir daha dua ederek..
Levent Yüksel..
80'li yıllarda genç kızların sevgilisiydi. Söylediği aşk şarkıları dillerden düşmezdi.. Ben de çok severdim, hem şarkıcı, hem sanatçı olarak..
Yıllar vardı canlı dinlemediğim.. Enka'yı duyunca koştum.. İyi ki de koşmuşum..
Adamda bir Frank Sinatra, Dean Martin havası var.. Yaşlandıkça daha olgunlaşıyor, daha bir başka yorumcu oluyor, daha başka avcuna alıyor seyirciyi.. Levent eskiden sadece şarkıcıydı. Şimdi "Eğlendirici" vasfı eklemiş. Tribünlere baktım durmadan.. Herkesin nasıl eğlendiğini gördüm..
Kırk yıllık şarkı söylüyor.. Hadi ben o yılları yaşadım. Zaten biliyor eşlik ediyorum.. 15 yaşındaki gençlerin nasıl ezberinde o şarkı peki?. Bunu bir Erol Evgin'de görmüştüm.. Şimdi de Levent'te..
Tam iki saat hiç ara vermeden ve de şarkı aralarında sesini dinlendirme amaçlı konuşmalara da girmeden söyledi. Söylediği her şarkıyı da Enka Tribün korosu eşliğinde söyledi. Nasıl oldu?. Çünkü 2 saat boyu okuduğu her şarkısı "Hit!"
Bu kadar fazla hiti olan kaç şarkıcımız var..
Bu tam bir "Zafer" olayıdır, Levent için..
Konser, tabanca gibi orkestra, üç müthiş vokalistle, başından sonuna harikulade idi.. Ama benim için "Karaağaç"ın yeri ayrı.. Sezen'in bu muhteşem şarkısını nasıl olağanüstü yorumladı, Levent!.
"Gel biraz; kokunu bırak
Baharımı al; soğuktur oralar
Ağlıyor musun?
Ağlama!.." derken Levent, ağladım ben!.