17 yaşımda başlamıştım ya gazeteciliğe..
Bir gün bir arkadaşı yanında 20- 25 yaşlarında bir gençle geldi.. Şefimiz M. Ali Ağabeye "Yahu, bu benim oğlum, bir halt olamadı, bari onu spor yazarı yap" dedi.
Yıl 1957..
Şimdi 2016.. 60 yıl sonra, bir şey olamayanları artık spor müdürü yapıyorlar herhalde..
Yahu insanın zekası bu kadar mı kıt olur?.
Adamın ismi ile uyarlı, kelime oyunu yapmak dehası (!) moda ya..
Galatasaray son saniyede Eren Derdiyok'un golü ile maçı kazanınca "Yandık" demiştim. Haklı çıktım. Ertesi gün yığınla gazete "Galatasaray'ın derdi yok" manşeti attı..
Yuh size..
Bir defa lafınız maçı anlatmıyor..
Galatasaray'ın derdi yok değil, tam tersine çok!. Kendi eleştirmenlerinizi tekzip ediyor, attığınız başlık..
İkincisi.. Hakem düdüğü çalar çalmaz aklınıza gelen bu müthiş (!) esprili manşeti, en zekası kıtların bile düşünebileceğini bilmiyor, "Yarın tonla müdür bu manşeti atar, ben farklı bir şey bulmalıyım" diyemiyorsanız, nasıl Müdür yapıyorlar sizi?.
Sabah da kullanmış, Eren'in adını, ama bakın nasıl "Akıllı/ farklı" kullanmış.. Hem de maçı anlatan bir başlık çıkararak!.
"Dertlere derman!.."
Kutlarım, Murat Özbostan müdürüm!.
(Bunlar şimdi cevap da yazarlar bana..
"Hınç alıyor" manşeti ile..)