Ömür Gedik, bir çocuk, aile filmi olan Buz Devri'nin türkçesini değil, İngilizcesini izlemiş, onunla da kalmamış "Niye bunca Türkçe kopya yapıyorlar ki" diye sormuştu. Ben de eleştirmiştim..
"O bir aile ve çocuk filmidir. Türkçe olmalıdır. Üstelik Türkçede harika dublajların, hatta orijinalleri geçtiğine çok şahit olduk" demiştim.
Sevgili Ömür "Hıncal Abi, buradan bir bak" demiş cevabında..
"Hıncal Abiyi dinler, dublajlısını da izleyip, seslendirmeyi de ayrıca yazarım tabii.. Ama ilk yazımı hep film üzerine yazmayı tercih ediyorum" demiş..
Bak Sevgili Ömür,
Başkasını bilmem.. Benim gözümde, tüm sinema eleştirmenlerinin önünde olman, film değil, seyirci üzerine yazdığını düşünmemdendi bugüne dek..
Film üzerine yazılar, tematik sinema dergilerinde yazılır.. Kritik Entellektüel..
Bu ülkenin en çok satan gazetesinde ise, yazarın birinci görevi "Ben bugün, bu hafta hangi filme gideyim" sorusuna yanıt arayan seyirciye yardımcı olmaktır. Kritik Popüler..
(Bir de Kritik Spektaküler var, Okurun da yazan kadar sinemayı bildiği Sinematek Dergileri için. Onu karıştırmayalım şimdi..)
Aman, birinciler arasına katılmaktan vazgeç. Onlardan tonla var ve seyirci açısından işe de yarıyorlar.. İnsanlar, onların beğendiklerine gitmiyorlar..
İşlevseller yani..
İkincisi..
Diyelim entellektüel kritik yapmaya merak sardın sonunda.. Gene Türkçesini izleyecektin, önce. Çünkü bir animasyon/ canlandırma filmi olan Buz Devri, Amerika'da da seslendirme metodu ile hazırlanıp salonlara dağıtılmış. Orda da ünlü isimler seslendirmiş. Bizde de..
Şu listeye bakar mısın?.
Ali Poyrazoğlu, Haluk Bilginer, Yekta Kopan, Altan Erkekli, Ayça Bingöl..
Bunlar, Amerika'dakilerden az sanatçılar mı?.
Üstelik bunlar, sahne ve sinema oyunculuklarının üstüne yıllardır seslendirme yapıyor, reklamların alt sesi oluyorlar. Yani bu ülkenin en ünlü, en değerli seslendirme sanatçıları hepsi..
Bir sinema yazarı olarak, Buz Devri adlı canlandırma/ seslendirme filminde asıl ve öncelikle bizimkileri izlemen ve yazman gerekmez miydi?.
Sevgiler, Ömür Kardeş!..